31 Ocak 2011 Pazartesi

Beşiktaş'ın yolu güzel(VİDEO-ÖZET)


Lig TV'de İBB-Beşiktaş maçını izliyorum. İlk 15 dakika Beşiktaş'ın kalecisini görmedim. Sanki iki kale yok, tek kale var. Sanki mahallenin ağbileri Beşiktaş'ta, çoluk çocuklar da İBB'de. Beşiktaş "bizim işimiz futbol oynamak" gibi oynuyor. İşini yapıyor, ama bitiremiyor.

İlk yarının ortalarında maç duruldu. Beşiktaş'ta golü yedi. Cenk "o topu yumruklasan" ne güzel olurdu yavrum, bugün "şampiyonluk yolunda Beşiktaş" diye sür-direkt-düz manşetler atılmaz mıydı?

Simao da ne güzel gol atmış be kardeş...Film çekimi gibi valla.

Aurelio'nun atıldığı poziyon öyle basit, sarı kartlık gibi ama...Kırmızı da çok ağır karar değil. Zaten Aydınus eli cebinde bir hakem. Ona bu payeyi verirsen, o da seni duşunu alman içini dışarı gönderir. Aydınus iyi hakemdir, Bünyamin'den iyi bi kere...

Bünyamin otorite sevdalısı...ama copunu her seferinde evde unutuyor. FB-TS maçında da unutmuş.

İBB kazandı, kutlamak gerek. Ama bi oturup düşünsünler biz ne yapıyoruz, kime oynuyoruz diye? Abdullah Avcı, senin ne yaptığını anlamıyoruz, takımının da.

Beşiktaş'ın önünde Bursaspor maçına kadar bal-kaymak fikstür var. Beşiktaş seneye UEFA'da olacak büyük ihtimal, iyi futbol oynarak, futbol oynarak.

30 Ocak 2011 Pazar

Ahmet Çakır:"Mektup yollansa 3 günde giderdi"


Bu maça kadar Ufuk Ceylan'ın bugüne kadarki Galatasaray'ı neredeyse mahveden fiyaskolarına karşın iyi bir kaleci olacağına inanmaya çalıştım. Ancak bu karşılaşmada yediği iki golün ardından artık ondan hiçbirşey olmayacağı yolundaki görüşe ben de sonuna kadar katılıyorum.

İlk golde Batalla'nın ortasına Kenny Miller'le birlikte çıkarkenki yetersizliği alışılmış bir durumdu diyelim. Çünkü öyle bir topa 1.96'lık kaleci elleriyle geliyorsa rakip forvet bundan korkar. Oysa böyle pozisyonlarda hep Ufuk korkuyor ve Galatasaray kaybediyor. Temel kalecilik bilgi ve nitelikleri açısından da Ufuk için olumlu birşey söyleyebilme olanağı kalmadı.

İkinci golde Vederson santradan nasıl olsa ilk yarı bitiyor diye yani laf olsun kabilinden vurdu. Rahmetli Vedat Okyar'ın deyişiyle oradan kaleye mektup yollansa 3 günde giderdi. Ancak Ufuk'un duruşu, hamlesi ve her hali o kadar komik-acıklıydı ki, adeta bu topu özellikle içeri attı! 'Ne diye beni kaleye geçiriyorsunuz? Hâlâ akıllanmadınız mı?' der gibiydi.

Oysa başabaş giden bir maçtı ve belki de Cim Bom kaderini değiştirebilecek bir iş yapacaktı. Hagi'nin sahada Yekta ve Culio varken bir de Emre Çolak ısrarının anlamsızlığı pek sorun olmadı. İkinci yarı başında da bunu düzeltti. Bu tercih yüzünden ilk yarıda Kazım ilerde çok yalnız kaldı ve oynama isteğini de kaybetti.

Aslında Galatasaray sessiz sedasız bir toparlanma dönemine girmişti. 2'si hazırlık maçı da olsa son 7 karşılaşmada hiç yenilmemiş olmak yabana atılacak bir iş değildi. Takımın yeniden gerçek kimliğine kavuşabilmesi için bu yenilgisizlik sürecinin belli bir noktaya kadar götürülebilmesi lazımdı. Gelgelelim kalesi boş bir takımın bunu başarabilmesi nasıl mümkün olabilirdi?

Aslında Ufuk, Sivasspor maçında da son dakikadaki hatasıyla 2 puanı kaybettirecekti. Penaltı noktası üzerinden neredeyse gökyüzüne yükselmiş bir topa çıkmayıp çizgide çaresiz bekleyişi pahalıya malolabilirdi. Bu yetersizlikleriyle hem takımını yaktı hem kendi sonunu hazırladı.

Böyle bir yıkıma karşın yine de Cim Bom ayağa kalkabilecek gibiydi. Ona da Ayhan izin vermedi. Aslında çok basit bir çalımı atamayıp sonrasında topu kendi kalesine doğru iten rakibe yaptığı faul kesinlikle kartlık değildi. Ancak ilk yarının sonunda hakem Bülent Yıldırım'a o kadar çirkin hareketler yaptı ki belli ki hakem orada sadece sarının yetmediğini düşünmekten kendini kurtaramamıştı.

Artık şu kesin olarak ortaya çıktı: Hagi takımı yenileme konusunda daha radikal davranmalı. Ayhan'la birlikte çarpışan araba gibi oynamaktan vazgeçmeyip daha 10. dakikada kendini sakatlayan Barış Özbek, asla Galatasaray düzeyinde bir oyuncu olamayan Mustafa Sarp ve Aydın Yılmaz'la da boşuna vakit kaybedilmemeli.

Bursaspor hiçbirşey oynamadan sezonun en kolay galibiyetini aldı. Galatasaray'dan başka hangi rakip olsa dün akşam 1 puana bile şükredecek durumda kalabilirlerdi. Rakibin 10 kişi kaldığı bölümde bile üstünlük kuramadılar ama böyle bir dönemde gelen 3 puan onların işini görmeye yetiyordu. Üsttarafına çok da kulak asacak değillerdi.

http://www.sporyazarlari.com/ffutbol/galatasaray/ahmet-cakir/30-01-2011/kalecisizlik-ve-kaptan-ihaneti/310445.aspx

Galatasaray bitap: 2-0(VİDEO-ÖZET)


Süper Lig 19. haftası Cumartesi maçında Bursaspor, Galatasaray'ı 2-0 mağlup ederek zirve yolunda yürüyüşüne devam etti. Galatasaray'da Ayhan çift sarı karttan kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı.

Stadyum: Bursa Atatürk
Tarih / Saat: 29.01.2011 / 19.00
Hakemler: Bülent Yıldırım; Gökhan Memişoğlu, Mehmet Cem Hanoğlu 4. Hakem: Mürvet Sezer

Galatasaray
Ufuk Ceylan, Sabri Sarıoğlu, Servet Çetin , Hakan Balta, Insua, Barış Özbek (Dk.10 Mustafa Sarp), Ayhan Akman, Emmanuel Culio, Yekta Kurtuluş (Dk.72 Aydın Yılmaz), Emre Çolak (Dk.46 Stancu), Kazım Kazım

Yedekler
Aykut Erçetin, Aydın Yılmaz, Mustafa Sarp, Serkan Kurtuluş, Ahmet Kesim, Stancu, Anıl Dilaver

Bursaspor
İvankov, Vederson, Ömer Erdoğan, Stepanov, Ali Tandoğan, Svenson, Bekir Ozan, Ozan İpek, Turgay (Dk.66 Volken Şen), Batalla, Miller (Dk.79 Sercan Yıldırım)

Sarı Kartlar
Dk.44 Stepanov, Dk.75 Ömer Erdoğan (Bursaspor), Dk.38 Sabri Sarıoğlu, Dk.45 Ayhan Akman, Dk.62 Servet Çetin, Dk.63 Culio, Dk.85 Kazım (Galatasaray)

Kırmızı Kart
Dk.64 Ayhan Akman (Galatasaray)

Goller
Dk.36 Miller, Dk.45 Vederson (Bursaspor)

29 Ocak 2011 Cumartesi

Bursaspor-Galatasaray maçına doğru(VİDEO)

Bursapor-Galatasaray maçı öncesi son durum...

Diyarbakırspor kapanma noktasında...(VİDEO)

Diyarbakırspor maddi imkansızlıklar yüzünden zor günler geçiriyor.

Beşiktaş batabilir


FIFA ve UEFA üyesi ülkelerin katıldığı “mali fair play” toplantısında Beşiktaş örnek gösterildi. Kartal’ın 6 sezonluk harcamasının 100 milyon euroyu aştığı, 2013-14 sezonuna kadar mali tablonun düzelmemesi durumunda kulübe ağır yaptırımların geleceğine dikkat çekildi..

Beşiktaş, yaptığı transferlerle dünyanın gündemine otururken, FIFA ve UEFA federasyonlarının “Mali fair play”ine de konu oldu.

53 Futbol Federasyonu’nun mali yetkililerinin katıldığı, İsrail’in Tel Aviv kentindeki toplantıda Beşiktaş’ın yaptığı harcamalar örnek gösterildi. Siyah-beyazlı kulübün son 6 dönemdir yapmış olduğu harcamaların 100 milyon euroyu aştığı vurgulanan toplantıda, bu kulübün gelir ve gider dengeleri arasında büyük farklılıklar oluştuğu kaydedildi. Beşiktaş’ın 2013-14 sezonuna kadar mali tablosunu düzeltmesi istenirken, toplantıda bu süre içerisinde ilerleme sağlamaması durumunda ağır cezalar gelebileceği de kaydedildi.


Tel Aviv’deki toplantıda, UEFA tarafından 2009’da kabul edilen ve 2013-14 sezonundan itibaren yürürlüğe girecek olan mali fair-play döneminin başlanacağının altı çizildi. 3 ayaklı toplantıların ikincisinin şubat ayı ortalarında Macaristan’ın Budapeşte kentinde yapılacağı belirtildi.

Kendi oyuncuları nedeniyle Beşiktaş’ı yakın takibe alan Portekiz basını da konuyu sayfalarına taşıdı.

http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20110129/ornek_oldu.html?ref=satb1

Galatasaray Lisesi Yıkılacak(VİDEO)


Beyoğlu için hazırlanan 1/1000 ölçekli koruma planına göre Galatasaray Lisesi kısmen yıkılacak, tescilli yeşil alanlar yapılaşmaya açılacak ve ilçenin tarihi dokusu önemli ölçüde zedelenecek.

kaynak: 26 0cak-2 Şubat 2011 Gırgır Dergisi, sf.2

Konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri şu bağlantıdan alabilirsiniz.Buradaki 24 Ocak 2011 tarihli habere göre;

2-Galatasaray Lisesi’nin arkasında yer alan eğilimli taş örgülü istinat duvarı yıkılarak, çevresindeki yapılar yüksekliğinde bir kat otoparkına dönüştürülecek


4 Ocak 2011 tarihli bir başka haberde Galatasaya Lisesi Mezunu Doğan Hasol'un konuyla ilgili söyledikleri şu:

“15-20 gün önce onaylanan bu plan koruma planı olmaktan çok yapılaşma planı gibi bir şey. Koruma Kurulu’ndan da geçmiş. Bir koruma planı birşeyleri korur. Galatasaray’ın arkasında meşhur rampayı kazıyorlar, istinat duvarı koyuyorlar. Önüne de 5 katlı bir bina yapıyorlar. Bunun gibi bir takım yapılaşmalar getiriyor. Bu planı yavaş yavaş uygulayacaklar.”



Bu konuda Galatasaraylıları ve İstanbulluları sağduyuya davet ediyoruz...

28 Ocak 2011 Cuma

Saffet Gurur Yazar Kimdir?


Beşiktaş'ın Ersan'ın yerine transfer etmek istediği oyuncu 1987 doğumlu. Sağ ayağını kullanıyor. Piyasa değeri 590.000 TL.

Son iki sezondur forma bulan Saffet, Karşıyaka'da toplam 53 maça çıkmış. Toplam 4 gol atmış, attığı gollerin hepsini kafayla kaydetmiş. Eski 2. Lig şimdiki 1. Lig'e gereken ilgi gösterilmediği için Saffet hakkında çok az bilgi bulabildik.

Hüseyin Ataş 7 Ocak 2011 tarihinde yazdığı yazısında Saffet'in Süper Lig'e gideceğini öngörmüştü:

Gurur Yazar / Karşıyaka (23)

Giray Kaçar’dan bu yana Süper Lig’e genç stoper ihraç edemeyen Bank Asya 1. Lig’in bu anlamda gelecek vaad eden bir oyuncusu. Topu oyuna iyi sokabilen bir stoper olarak dikkat çeken Gurur’u TRT 1 yerine Lig Tv’de izlememize pek kalmadı.



Ayrıca Sayın Ataş'ın Saffet hakkındaki kısa bir görüşü de şu:
Karşıyaka alt yapısından yetişen ve bu sezon savunmanın değişilmez isimlerinden biri olan Saffet Gurur Yazar ise bir diğer isim. Savunmanın stoper mevkiisinde oynayan Saffet duran toplarda ileri çıkan ve kafa vuruşlarıyla da gol arayan bir isim. Karşıyaka’nın ligdeki ilk galibiyeti olan Kartalspor deplasmanında kullanılan kornerde kafayı çakmış ve topu ağlara göndermişti. Fizikli stoperin adı geçtiğimiz sezon sonunda bir dönem Beşiktaş ile de anılmıştı.


İlgili Bağlantılar
http://www.futbolekstra.net/serdar-deliktas-saffet-gurur-yazar-ve-ferhat-kiraz-a2-millide/
http://www.futbolekstra.net/bank-asya-1-ligden-super-lige-goz-kirpan-genc-11/
http://www.transfermarkt.com.tr/tr/saffet-gurur-yazar/profil/spieler_58827.html
http://forum.turksportal.net/vb/showthread.php?t=51717

İnönü Stadı'nın öyküsü


Gelişen futbol endüstrisinin bir gereği olarak yeni ve modern stadyumlara geçmek kaçınılmaz bir zorunluluk. İnönü Stadı da bundan payını almak üzere.

Özellikle futbolda stadyumlar sadece müsabakaların yapıldığı sıradan tesisler olmanın çok ötesinde anlamlar taşır. Takımını bir aile gibi sahiplenen herkesin bir "ev"e ihtiyacı vardır ne de olsa. O evlerde zaferlerin olduğu kadar hüsranların hatıraları da saklanır. Her çivisi, her tuğlası kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras gibi anlam kazanır taraftarın gözünde.

Galatasaray'ın Mecidiyeköy'den Seyrantepe'ye taşınmasının ardından Beşiktaş camiası da yeni bir eve kavuşmak için onay aldı. Evet, yeni evleri eski temellerin üzerinde inşa edilecek, ama tıpkı müsakil evlerin yıkılıp yerine koca koca apartmanların dikilmesi gibi, bu değişim pek çok hatıranın somut nesnelerini tarihe gömecek.

Bu nedenle İnönü Stadı'nın tarihini bir kez daha hatırlatmak istedik.

8 senelik uğraş

İnönü Stadı'nın hayat geçirilmesi için ilk adım projenin hazırlanmasıydı. Bunun için 1939'da İtalya'dan davet edilen ve bu konuda uzmanlığı bulunan dünyaca ünlü stadyum mimarı Paolo Vietti Violi, mimar Fazıl Aysu ve mimar Şinasi Şahingiray'la birlikte stadyum için seçilen Dolmabahçe Sarayı'nın eski hasahırlarının bulunduğu yere uygun bir plan hazırladı.

Stadın temeli 19 Mayıs 1939'da atıldı, ancak kısa bir süre sonra başlayan II. Dünya Savaşı, hemen her konuda olduğu gibi stad inşaatında büyük sıkıntılara yol açtı ve herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.'nın getirdiği sıkıntılar inşaatı engelledi. Savaşın bitiminden 2 sene sonra, 19 Mayıs 1943'te yeniden bir temel atma töreni yapıldı ve hafriyat işine girişildi.

Stad projesinin önündeki en büyük problem arkada bulunan Gazhane tesisleriydi. Mimar Vietti Violi'nin çizdiği planın Gazhane'ya bakan kısmına el sürülemedi. Stadın diğer yerleri plana uygun olarak yapıldı. Ancak stadın Dolmabahçe Sarayı'na bakan yüzündeki büyük demir kapısının iki yanındaki duvara gömülecek tunç rölyefler yapılamadığı gibi, yine bu tribünün sahaya bakan yüzündeki iki küçük kulenin üzerine konulması gereken disk ve cirit atan sporcu heykelleri de yapılıp yerlerine konulamadı. Stadın Gazhane'ye bakan kısmı da yüksek bir taş duvarla kaplandı.

İnönü Stadyumu, 27 Kasım 1947'de Beşiktaş ile İsveç'in AIK Solna takımı arasında oynanan maçla açıldı. Bu stadyumdaki ilk golü de o zamanlar Beşiktaş’ın futbolcusu olan Süleyman Seba attı, ama 3-2 yenilmelerine engel olamadı.

Futbol ve siyaset


Türk Telekom Arena'nın açılışında yaşanan protestolar, futbol ve siyaset konusunu yeniden gündeme getirdi. Siyasetin futbola yönelik müdahelesi ülkemizde bir gelenektir. Bunun en eski örneklerinden biri de İnönü Stadı'nın ismi konusunda yaşandı.

1951'de iktidara gelen Demokrat Parti yönetimi, Milli Şef İsmet İnönü'nün saygınlığını her alanda yok etmek için elinden gelen her çabayı sarf etti. Bu uğurda İnönü Stadyumu ismini 1952'de Mithatpaşa Stadyumu'na çevirdi. 1960 Darbesi'nde bu hususu atlayan askeri yönetimin ayıbını, kenisinden sonraki kuşak 1973'te düzeltti.

Modernizm peşinde

Futbolun endüstriyelleşmesinin en önemli ayaklarından birini stadyumlar oluşturuyor. Bu konuda Avrupa'nın çok gerisinde olan Türk kulüpleri, dernek yapısında olmanın de dezavantajı ile kendi stadlarının sahipleri konumunda olamamışlardı. 2000'lere giderken çare olarak stadların kulüplere kiralanması konuldu ortaya. 1998 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Beşiktaş da böyle bir yol izledi. İki taraf arasında imzalan sözleşme stadyum 49 yıllığına kiralandı ve adı Beşiktaş İnönü Stadı olarak değiştirildi. İnönü Stadyumu ile ilgili tasarruflarda bulunmaya sadece Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin yetkili olduğu hukuken tescil edilmiş oldu

Yenileme çalışmaları

İnönü Stadı ilk inşa edildiği yıllarda günlük ihtiyaca göre düzenlenmiş, çok sayıda seyirci alacak kapasiteli tribünler yerine yapıda estetik görüntüye daha fazla ağırlık verilmişti.

İstanbul'un artan nüfusuyla orantılı olarak futbol seyircisi de bir çığ gibi büyüdükçe stad ihtiyaca cevap veremez oldu. 1947'de açıldığında 16,000 kişilik olan stadın kapasitesi 1950'li yıllarda, ilk olarak numaralı tribünün sol tarafına düşen bölüme 5 bin kişilik eklenti yapıldı. Bir süre sonra gazhanenin kaldırılmasıyla meydana çıkan arsaya 15 bin kişilik kale arkası tribünün yapılmasıyla stad ayakta 40 bin seyirci alacak duruma geldi. Stad uzun süre bu haliyle hizmet vermeyi sürdürdü.

2003-04 sezonunun tamamlanmasının ardından hemen başlayan çalışmalarla İnönü Stadı, yeni bir görünüm kazandı. Zemin indirme projesiyle, tribünler ile saha arasında artık sadece 4 metre uzaklık var. Bu sayede yüzde 50 artışla, toplam koltuk kapasitesi 21,500'den 32,145’e ulaştı.

Kapalı Tribünün'de bulunan basın tribünü, taraftarlardan gelen istek üzerine Numaralı Tribün kısmına alındı. Kapalı Trübünün orta bölümündeki localar, tribünlerle saha arasında bulunan tel örgüler kaldırıldı. Stadın giriş ve çıkışlarını rahatlatmak için kapı sayısı da yüzde 100 artırılarak, 36’dan 72’ye çıkartıldı. BJK TV için stat içerisinde bir bölüm yapıldı. Ayrıca, tuvalet ve büfelere yenisi eklenerek, bakımları tamamlandı.

http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/01/28/2327147/in%C3%B6n%C3%BC-stad%C4%B1nda-koca-bir-tarih

Türkiye Kupası Çeyrek Final Eşleşmeleri Değerlendirmesi


Türkiye Kupası'nda çeyrek finalde Beşiktaş-Gaziantep B.Belediyespor/Gaziantepspor-Galatasaray & İBB-Kasımpaşa/Gençlerbirliği-Bucaspor eşleşti.

Beşiktaş-Gaziantep BB:
Her zaman rakibine göre nispeten güçsüz takımların ilk maçı içeride oynaması bana göre bir kazanımdır. Çünkü ilk maçta çok yüksek ihtimalle alınan iyi bir sonuç, 2. maçta rakibi zora ve paniğe sokar. Gruplarda yenildiği rakibini BJK rahat geçer.

Gaziantep-Galatasaray: Antep iyi, fakat dengesiz bir takım. En zor eşleşme. Tecrübesiyle Galatasaray geçer ve Beşiktaş ile yarı final oynar.

İBB-Kasımpaşa: Kasımpaşa ligde kalma derdinde. Abdullah Avcı'nın kafasına UEFA hep vardır zaten. İBB turlar.

Gençlerbirliği-Bucaspor: Dönemsel performans sonucu belirler.

Türk Telekom Arena'da Beşiktaş mı oynayacak?


Beşiktaş Spor Kulübü İnöna Stadının yeniden yapılması sürecinde maçlarını Türk Telekom Arena'da oynamanın yollarını arıyor

İnönü yeniden yapılırken maçlarını G.Saray'ın stadında oynamak istiyorlar.Gelecek sezon için kendine yeni bir ev arayan Kartal, Kasımpaşa'nın stadına 15 binlik kapasitesi yüzünden sıcak bakmıyor. Siyah beyazlılar, 52 bin kişilik Türk Telekom Arena'yı ezeli rakibi Galatasaray ile paylaşmanın yollarını arıyor.

Galatasaray'ın yeni stadı Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'ya bir talip daha çıktı. Fiyapı İnönü'yü yıkıp yeniden yapmaya hazırlanan Beşiktaş da maçlarını Seyrantepe'de oynamak istiyor. Hüriyet gazetesinin haberine göre; Beşiktaş, Yaptığı flaş transferlerin ardından önce Buca sonra da Trabzonspor maçlarını kapalı gişe oynayan siyah beyazlılar daha büyük bir stada geçmek için düğmeye bastı.

İnönü için yıllardır beklenen müjdeli kararın Anıtlar Kurulu'ndan çıkması Beşiktaş camiasında büyük sevinç yaşattı. 120 milyon Euro'ya malolacağı bildirilen yeni stadın yapımı için mayıs ayında yıkıma başlanması kararlaştırıldı. Ancak gelecek sezon Beşiktaş'ın nerede oynayacağı konusu şimdiden tartışmaya açıldı.

Siyah beyazlı yöneticiler, ilk etapta ismi ortaya atılan Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadı'na sıcak bakmıyor. Son maçlarda İnönü'de bile bilet taleplerini karşılayamadıklarını belirten yöneticiler, kapasitesi 15 bini dahi bulmayan bu statta oynayamayacaklarını belirttiler. Gözünü 52 bin kapasiteli Türk Telekom Arena'ya diken siyah beyazlılar seneye Galatasaray ile aynı stadı paylaşma amacındalar.

TALEBİ KARŞILAYAMIYORUZ

İkinci Başkanı Metin Keçeli "Beşiktaş'ın Türkiye'de futbolun kalitesini artırdığı ortada. Şu anda karar aşamasındayız. Gerekli bilgileri başkanımız Yıldırım Demirören'e ilettik. Önümüzdeki haftalarda konuyla ilgili açıklama yapacak" dedi.

Türk Telekom Arena: 52.650

Fiyapı İnönü: 32.086

Recep Tayyip Erdoğan: 14.580

Yıldırım Demirören: En iyisine layığız ÖNEMLİ olan Türk futbolunun çıtasının yükselmesi ve marka değeri. Beşiktaş Türkiye'yi en iyi şekilde Avrupa'da temsil ediyor. Bunun da karşılığı en iyi statlarda oynamak olacaktır. Bu Türk Telekom Arena ya da Olimpiyat Stadı olur. Yeter ki gerekli izinler sağlansın. 700-800 milyon dolarlık yatırımlar bir maçlığına oluşturulmaz. Yurt dışında da bunun örnekleri var.

Serdal Adalı: Kasımpaşa yetmez SON birkaç maçtır rakip takımların taraftarları bile bizden bilet talebinde bulunuyor. Kasımpaşa Stadı, böyle bir takıma yetmez. İnönü yıkıldıktan sonra maçlarımızı, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk futbolunun çıtasının yükseltmek için yaptırdığı Türk Telekom Arena'da ya da Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynayabiliriz.


http://haber.gazetevatan.com/besiktas-turk-telekom-arenayi-istiyor/355655/5/Spor

27 Ocak 2011 Perşembe

Süper Lig 19. Hafta Programı ve Hava Durumu

Süper Lig 19. haftasında üst sıralara doğrudan etki edecek önemli maçlar oynanacak.



Bu bağlantıdan maçlarda hava durumunun nasıl olacağını görebilirsiniz.

Ertuğrul Sağlam:"Galatasaray yukarı çıkmaya çalışıyor"(VİDEO)

Bursaspor maçı öncesi Ertuğrul Sağlam, Bekir Ozan ve İsmail Galatasaray maçına dair önemli açıklamalar yaptılar.

Beşiktaş az kalsın 7 yabancı oynatıyordu


Beşiktaş'ın 2-1 kazandığı maçın sonuna doğru oyuna girmeyen hazırlanan Ernst, az kalsın Beşiktaş'ı hükmen mağlup ettirecekti.

Duraklama dakikalarında sahada Quaresma, Hilbert, Fernandes, Guti, Simao ve Bobo ile 6 yabancı bulunduran Beşiktaş, Ernst'in de girmesiyle 7 yabancı olacak ve hükmen mağlup olacaktı.

Bu durumu engelleyen idari menajer Tuncay Yanık, oyuna Ernst yerine bir Türk oyuncu olan Ekrem Dağ'ın girmesini sağlayarak büyük bir facianın önüne geçti.

Beşiktaş-Trabzonspor Gazete Manşetleri

Bugün gazetede maçla ilgili güzel ve farklı başlıklar atılmış.



En güzel başlığı "Fotogol" atmış, ama bunu her hafta yapmaz umarım.

Bilgi: Büyük maçlar öncesi rahat bir uyku çekmenin yolları


Bir futbolcu 6 saatten az olmamak üzere 9 saate kadar uyuyabilir. Bu süre içinde vücutta yıpranan kaslar tamir edilir ve kaybolan enerji giderilir. Böylece büyüme hormonları artıp stres hormonları azalır.(kortizol)

Uyumayı hızlandırmak için, az protein içeren karbonhidratlı yiyecekler tüketilmeli. Protein, uyumayı kolaylaştıran serotonin ve melatonin hormonları üretmeyi sağlayan bir amino asit olan triptofan kaynağıdır. Bu yüzden en uygun yiyecekler meyve, kızarmış ekmek üzerine fıstık ezmesi, tuzsuz fıstık ve sütle karıştırılmış kepekli tahıldır.

Her akşam aynı saatte yatmak, vücuda uyku alışkanlığı kazandırır. Bu da rahat ve kolay bir uyku çekmenizi sağlar.

Uyumakta sıkıntı çekenler yataktan kalkıp kitap okuyabilir, yürüyüş yapabilir, yapılması gereken bir işi tamamlayabilir. Burada amaç biraz daha yorulmaktır. Yorgun vücut uykuya daha yatkındır.

Kaynak: FFT, Ocak 2011, sf. 141

5arcelona bildiğiniz gibi: 5-0(VİDEO-ÖZET)

Barcelona,İspanya Kupa mücadelesinde Almeria'yı 5-0 yenerek yoluna devam etti. Bu skorla Barcelona bu sezon 5 gol ve üzeri attığı 9. maçına ulaştı.

Sadece Quaresma: 2-1(VİDEO-ÖZET)


Beşiktaş Türkiye Kupası 4. maçında Trabzonspor'u Almeida ve Quaresma'nın müthiş golüyle 2-1 mağlup ederek çeyrek finale kaldı. Trabzonspor'un golünü Alanzinho attı.

Quaresma'nın golünü görmeyen "ben gol gördüm" demesin.

MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Fiyapı İnönü
Hakemler: Cüneyt Çakır, Aleks Taşçıoğlu, Orkun Aktaş, Tayfur Özkan (4.)

Beşiktaş: Cenk Gönen, İsmail Köybaşı, Quaresma, Hilbert, Nobre (Dk.65 Fernandes), Guti, İbrahim Toraman, Ersan Gülüm (Dk.90+3 Ekrem Dağ), Simao Sabrosa, Hugo Almeida (Dk.77 Bobo), Mehmet Aurelio.

Yedekler: Hakan Arıkan, Manuel Fernandes, İbrahim Üzülmez, Bobo, Ekrem Dağ, Necip Uysal, Fabian Ernst

Teknik Direktör: Bernd Schuster

Trabzonspor: Onur, Tayfun, Giray, Glowacki (Dk.44 Mustafa), Ferhat, Ceyhun, Sezer (Dk.82 Colman), Yattara, Piotr Brozek (Dk.68 Umut), Alanzinho, Pawel Brozek

Yedekler: Barış, Bora, Colman, Engin, Mustafa, Umut, Mehmet

Teknik Direktör: Şenol Güneş

GOLLER: Hugo Almeida (Dk.10), Quaresma (Dk.29), Alanzinho (Dk.46)

SARI KARTLAR: Sezer (Dk.24), Alanzinho (Dk.35), Ceyhun (Dk.55), Quaresma (Dk.55), Mustafa (Dk.73), Colman (Dk.87)



Bu maça gölge düşüren tek şey sezonun en iyi çıkış yapan oyuncularından Ersan Gülüm'ün sezonu kapatması oldu.

Maçla ilgili köşe yazıları
Anne Beni Uzaylılar Kaçırıyor - Ali ECE

26 Ocak 2011 Çarşamba

KİTAP: Pullarla Dünya Kupası Tarihi



Bugüne kadar Dünya Kupası tarihi ile ilgili olarak yüzlerce kitap yazıldı. Ancak bu kitap, Dünya Kupası ve futbolun tarihçesini pullar üzerinden anlatan ilk kitaptır. Kitaptaki malzemenin tamamına yakını Hayri Cem’in özel koleksiyonundan alınmıştır.

Hazırlanan en kapsamlı koleksiyonlardan birini içeren kitabın önemli işlevlerinden biri pulların görsel bir malzeme olarak kullanılması, aynı zamanda da dünya kupası tarihini, maç skorları ve oyuncu kadrolarıyla anlatmasıdır. Bir başka önemli özelliğiyse pulların orijinal boyutlarıyla sergilenmesidir.

Futbol pulu koleksiyoncuları bu kitap sayesinde milyonlarca pulun yer aldığı katalogları karıştırmak zorunda kalmadan aradıkları birçok pul hakkında bilgi sahibi olabileceklerdir.

Kitap Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmıştır. Hem dünya kupası tarihinde hem de pul koleksiyonculuğunda benzersiz bir çalışmadır. Futbol meraklılarına ve koleksiyonculara duyurulur!..

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=117796

Bilgi: 10 Kişi kalmış bir rakibe karşı nasıl oynanır?


Aslında rakibinizin 10 kişi kalması sayısal olarak size bir üstünlük sağlasa da kısa bir süre için bazı mahsurları vardır. Eksik rakibe karşı oyuncular, taraftarın da etkisiyle bir an önce gol atabilmek için telaş yapabilir.

Eksik rakibe karşı yapılacak en iyi taktik beklerin oyuna katılıp sürekli ileri çıkmasıdır. Bu şekilde rakibi zorlayabilir, oyunu biraz daha açarak pozisyonlar bulabilirsiniz.

Rakibin ne zaman 1o kişi kaldığı da önemli. Son 5 dk. 10 kişi kalmış bir takıma karşı sahip olduğunuz sayısal üstünlüğü kullanma şansımız az, zaman az çünkü. Ama daha erken 10 kişi kalan rakibinize karşı bol pas yaparak rakibi yormak, beklerin oyuna etkin katılımını sağlayıp orta ve özellikle ara pasları yapmak size birçok pozisyon ve gol kazandırabilir.

Kaynak: FFT, Ocak 2011, sf. 145

FAİR-PLAY'IN ALÂSI (VİDEO)

Aşağıdaki maçta beyaz takımın bir oyuncusu sakatlanıyor ve takım arkadaşları tedavisi için topu taca atıyor. Ardından mavi takımın oyuncusu topu iade etmk için uzun bir vuruş yapıyor, fakat vuruş gol oluyor!

Küçük bir tartışmadan sonra beyaz takım santra yapıyor, mavi takım da dürüst oyun çerçevesinde beyaz takım oyuncusuna müsaade edip golü atmasını sağlayarak güzel bir görüntü sunuyor.

Bilgi: Futbolda Devre Arası Beslenme


Futbol uzmanlarına göre maç öncesi veya devre arasında enerji takviyesi yapmak için en uygun yiyecek portakal. Fakat portakala bir rakip var: İncirli bisküvi.

İncirli bisküvi içerdiği basit ve bileşik karbonhidratlar sayesinde oyuncunun maçın 2. yarısında ulaşması gereken enerji düzeyine çıkmasına yardımcı oluyor.

Yüksek derecede sodyum ve potasyum gibi kasların sıcak kalmasını sağlayan ve hidrasyonu düzenleyen iki elektrolit içeriyor. Bu yüzden devre arasında bir bardak su ile bir-iki incirli bisküvi yemek oldukça faydalı.

Artık birçok oyuncu devre arasında incirli bisküvi yiyor, portakal yerini incirli bisküviye bırakıyor. Bunun sebebi de, portakalda karbonhidat olmasına rağmen bazı zamanlarda elektrolit bulunmuyor. Ayrıca fruktoz içerdiğinden fazla tüketildiğinde mide sorunlarına yol açabiliyor.

Kaynak: FFT, Ocak 2011, sf. 135

24 Ocak 2011 Pazartesi

22 Ocak 2011 Cumartesi %100 Futbol programı(VİDEO)

Rıdvan Dilmen'i kulübede görmek isteriz, ama onu dinlemek hiçbir şey öğrenmesek de anlık olarak çok güzel...Fenerbahçe'nin ayrıntılı konuşulduğu programı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz...

22 Ocak 2011 Cumartesi %100 Futbol programı from bentolga on Vimeo.

Kitap: Adamın Abdalı Kaleci Olur(Fatih Uraz)



İngiliz futbol kültüründe kalecilerin (bir de sol açıkların!) hafif deli olduğuna inanılır. “Adamın aptalı kaleci olur,” diye bir söz de var. Öyle ya, kim gönüllü yapar bu mesleği? Bir anlık bahtsızlığın ya da tümüyle çaresiz bir golün, sayısız mükemmel kurtarışla kazanılmış alkışları anında unutturuvermesini kim sineye çeker? Ama “aptal” yerine “abdal” demeliyiz galiba. Dünyadan ve benliğinden geçmiş ermiş kişilere, derviş gönüllülere dendiği gibi… Fatih Uraz, kaleciliğin kitabını yazdı!
Uraz, kılık kıyafetlerinden ruh hallerine, gurur ve sevinçlerine... bu abdalların dünyasını anlatıyor. Kendi zengin deneyiminden anıların yanı sıra, pek çok meslektaşının yaşadıklarından sahneler aktarıyor. Dünyanın ve Türkiye’nin çok sayıda ünlü kalecisini ince ince değerlendiriyor, beş penaltı atarcasına...
Kaleciliğin “sırları” nelerdir? Hangi kalecilik usulü en “doğrusu”dur, hangi kaleciler sahiden en büyüktü? Kaleyi savunan yalnız adamların teknik ve taktik ustalıklarını, her futbolseverin ilgisini çekecek bir iştah ve genişlikle anlatıyor.
Fikret Doğan’ın artistik bir plonjon kadar nefis önsözüyle…


http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=571839

Galatasaray.to basın açıklaması(Gazete Kupürü)



Galatasaray.to sitesinin Türk Telekom Arena'da yaşananlar üzerine GS yönetimini, Toki Başkanı'nı ve hükümet kurmaylarını ağır bir şekilde eleştirdiği kamuoyu açıklaması.

Not: Resme tıklayıp büyütebilirsiniz.
Not2: Kupür 23 Ocak 2011 tarihli Sözcü gazetesinden taranmıştır.

TÜRK TELEKOM ARENA'DA ÇIKIŞ ÇİLESİ(VİDEO)

Galatasaray'ın 1-0 kazandığı Sivasspor maçı sonrası stattan ayrılmak isteyen seyirciler, yollarda sıkıntılı anlar yaşadı.

TÜRK TELEKOM ARENA'DA ÇIKIŞ ÇİLESİ from bentolga on Vimeo.

Özhan Canaydın Heykeli Açıldı


Geçtiğimiz Mart ayın aramızdan ayrılan Eski Başkanlarımızdan unutulmaz spor adamı Özhan Canaydın'ın heykeli, bugün Beşiktaş’ta adını taşıyan parkta düzenlenen törenle açıldı.

Beşiktaş Belediye Belediyesi'nin katkılarıyla yapılan Özhan Canaydın heykeli için Levent'teki Özhan Canaydın Parkı'nda düzenlenen törene çok sayıda isim katıldı.

Açılışa Özhan Canaydın'ın eşi Asuman Canaydın ve oğlu Murat Canaydın'ın yanı sıra
Başkan Adnan Polat, Galatasaray Spor Kulübü yönetim kurulu üyeleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve Galatasaray camiasından çok sayıda isim ve sevenleri katıldı. Törende bir konuşma yapan Özhan Canaydın’ın eşi Asuman Canaydın’ın sözleri sırasında duygu dolu anlar yaşandı. Konuşmaların ardından heykelin açılışı gerçekleştirildi. Özhan Canaydın'ın sevenleri, yeni açılan heykelin önüne çiçek bıraktı.

http://www.galatasaray.org/kulup/haber/9109.php

Galatasaray'dan tek vuruş: 1-0


Galatasaray Süper Lig 18. hafta maçında Sivasspor'u 1-0 yenerek puanını 26'ya yükselterek 7. sırada kendine yer buldu. Golü atan Servet, Türk Telekom Arena'da atılan ilk golün de sahibi olmuş oldu.

Stadyum: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Tarih / Saat: 23.01.2011 / 19.00
Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, Adil Sinem, Muharrem Yılmaz 4. Hakem: Hakan Özkan

Galatasaray
Ufuk Ceylan, Sabri Sarıoğlu, Servet Çetin, Lorik Cana, Hakan Balta (Dk.63 Insua), Ayhan Akman (Dk.80 Mustafa Sarp), Barış Özbek, Emmanuel Culio, Emre Çolak (Dk.58 Bogdan Stancu), Yekta Kurtuluş, Kazım

Yedekler
Aykut Erçetin, Insua, Aydın Yılmaz, Mustafa Sarp, Ahmet Kesim, Bogdan Stancu, Anıl Dilaver

Sivasspor
Korcan, Uğur, Navratil, Hayrettin (Dk.46 Mehmet Nas), Ziya, Grosicki, Kadir, Tomas, Erman (Dk.75 Eneramo), Mehmet Yıldız, Pedriel (Dk.46 Kamanan)

Sarı Kartlar
Dk.34 Lorik Cana, Dk.36 Emmanuel Culio (Galatasaray), Dk.14 Rada, Dk.28 Ziya, Dk.73 Navratil (Sivasspor)

Gol
Dk.69 Servet Çetin (Galatasaray)

22 Ocak 2011 Cumartesi

ARDA TURAN-SİNEM KOBAL GS STORE REKLAM ÇEKİMİ (VİDEO)

Arda Turan ile Sinem Kobal'ın rol aldığı reklam çekiminin haberinde ikilini aşklarından da bahsedilmiş.

İNÖNÜ'DE MÜTHİŞ ŞOV(VİDEO)

Bucaspor maçı öncesi Beşiktaş taraftarı müthiş bir şovla futbolcuları karşıladı. Portekizli oyunculara özel hazırlanan pankartlar ve tezahüratlar tüm futbolseverleri büyüledi.

5iktaş beşledi: 5-1


Beşiktaş Süper Lig 18. hafta açılış maçında Bucaspor'u 5-1 mağlup etti. Yeni transferlerden Simao siyah-beyazlı forma altında ilk golüne imza attı.

MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Fiyapı İnönü
Hakemler: Yunus Yıldırım; Volkan Narinç, Asım Yusuf Öz, Mustafa İlker Coşkun (4.)

Beşiktaş: Cenk Gönen, İsmail Köybaşı, İbrahim Toraman, Ersan Gülüm, Guti Hernandez (Dk.79 Ernst), Mehmet Aurelio, Roberto Hilbert, Mert Nobre (Dk.65 Manuel Fernandes), Hugo Almedia (Dk.79 Bobo), Simao Sabrosa, Ricardo Quaresma.

Yedekler: Hakan Arıkan, Erhan Güven, Necip Uysal, Manuel Fernandes, Fabian Ernst, Ali Kuçik, Bobo.

Teknik Direktör: Bernd Schuster

Bucaspor: Pavel, Koray, Musa, Sercan (Dk.68 Cenk), Erkan (Dk.29 Serkan), Civar (Dk.41 Mendy), Leko, Beto, Erman, Kamil, Ragıp.

Yedekler: Atilla, Milemo, Mendy, Samet, Salih, Cenk, Serkan.

Teknik Direktör: Samet Aybaba

Goller: Mert Nobre (Dk.8, Dk.64), Guti (Dk.19 Penaltı, Dk.73), Simao Sabrosa (Dk.44),

Musa (Dk.75) Bucaspor

Sarı Kartlar: Hilbert (Dk.82)
Beto (Dk.18), Civar (Dk.30), Musa (Dk.85) Bucaspo
r

21 Ocak 2011 Cuma

Adnan Polat:"Beni asacaksa GS taraftarı assın"(VİDEO)

Adnan Polat bugün 15:00'te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki krizi ve genel duruma ait açıklamalarda bulundu:

"Galatasaraylılığımı kimse tartışamaz. Galatasaray'ın yüksek menfaatlerinin önüne kimse geçemez. GS'yi siyaset dışında tutmaya çalıştım. GS siyasetin üzerindedir. Zamanımının %99'unu GS'ye ayırdım. Şirket birleşmesinde rakiplerimiz bizi arkadan takip ediyor. "

"Stada 300 kişilik kaçak giriş olduğu bilgisini maç öncesi aldık ve çok tedirgin olduk."

"TOKİ Başkanı ile ilgili olarak Adnan Polat şunları söyledi:" Toki Başkanı beni aradı ve tüm Galatasaray ve Galatasaray camiasından özür dilediğini" bildirdi."

"Toki Başkanı ile ilgili konu benim için kapanmıştır"

"Kimsenin ismini emniyete vermedik"

"Beni protesto ederse Galatasaray taraftarı eder, başkası edemez. Beni asarsa da Galatasaray taraftarı açar"

"Hükümet bürokratlarının sözleri Galatasaray taraftarını kalbini kırmıştır."(Videoda bu bölüm kesik, kesilmiş ya da çıkarılmış)

"GS yönetimini kimse tehdit edemez"

"GS Başkanı da bir Aslan'dır, kuzu değil"

"Bu saatten sonra Mehmet Helvacı ile çalışamayız. İstifasını bana bildirmesini bekliyorum."

Adnan Polat:"Beni asacaksa GS taraftarı assın" from bentolga on Vimeo.

Ernst:"3 yıl daha elimden geleni yapacağım"


İspanyol ve Portekizli oyuncuların takımın hücum gücünü oluşturduğunu belirten Beşiktaş'ın Alman futbolcusu Fabian Ernst, Roberto Hilbert ve Bernd Schuster ile beraber takımdaki dengeyi kurduklarını düşünüyor.

Savunmanın Alman disipliniyle organize olduğunu vurgulayan Ernst, Kicker'a verdiği demeçte, "Biz denge unsuruyuz. İspanyollar ve Portekizli oyuncular forvette oynuyor. Roberto ve ben, savunmayı organize ediyoruz. Bu, takıma iyi geliyor." şeklinde konuştu.

Yeni sözleşmesine değinen Alman futbolcu, "Kariyerimi İstanbul'da sonlandırmayı düşünüyorum. Üç yıl çok uzun bir zaman, ne olur bilinmez ancak bir kez daha elimden geleni yapacağım ve bitireceğim." yorumunda bulundu.

http://www.goal.com/tr/news/232/spor-toto-s%C3%BCper-lig/2011/01/21/2316114/ernst-almanlar-dengeyi-olu%C5%9Fturuyor

Ahmet Çakır: "Adnan Polat taraftara sahip çıkmadı"


Yönetimle ilgili gelişmeler gazeteci olarak izlemekten hiçbir zaman hoşlanmadığım konular oldu. Bunun da çok açık ve anlaşılır nedenleri var. Her kulübün illa ki bir yönetimi olur. Bu yönetim doğru, güzel ve önemli işler de yapabilir; bunun tersi de olabilir hatta kimi zaman feci biçimde çuvallayabilir de...

Bazıları bunu çok önemli birşey sansa da değildir çünkü işin kuralı çok açıktır: Yapamayan gider, yapabilen gelir. Bunun da yolu yöntemi bellidir. Seçimle gelen yönetim aynı şekilde gider. Bununla ilgili olarak bir yığın gürültü-patırtı da gereksiz bir kirlilik olarak kalır.

Adnan Polat yönetiminin özellikle şu son dönemde yaşadığı curcuna uzun yıllardır Galatasaray'da pek görülmemiş bir durum. Üstelik bir yandan Sarı Kırmızılı kulüp tarihinin en önemli işleri yapılırken öte yandan futboldaki başarısızlık ciddi bir rahatsızlık konusuydu.

Bunun üzerine bir de 15 Ocak'ta yaşanan stat açılışı fiyaskosu eklenince işler arapsaçına döndü. Başbakan Erdoğan'ın açılışı terketmesinden bu yana yaşananlar Adnan Polat'ı ve yönetimini alabildiğine yıprattı. Son olarak da yönetimin kendi içinde yaşadığı sıkıntı zorlu bir hesaplaşmaya dönüştü ve '24 saat sorunu' ortaya çıktı.

İkinci Başkan Mehmet Helvacı'nın açıklamasına göre Başkan Polat bu süre içinde olağanüstü genel kurul için karar almak zorunda görülüyor. Helvacı, kibar bir insan ve sorumluluk sahibi yönetici. Elbette ki 'Polat'a ültimatom verildi' filan demiyor ama ne kadar zerafetle söylenirse söylensin iş oraya varıyor.

Olağanüstü genel kurulun çok da büyütülecek bir yanı olmayabilir. Hatta Polat için yararlı olabileceği bile düşünülebilir. Haldun Üstünel ve Cemal Özgörkey'in ayrılmasıyla zayıflayan, son gelişmelerle de düpedüz ikiye bölünen bir yönetimle geleceğe yürüyebilmek mümkün değil.

Gelgelelim, eski başkanlardan Faruk Süren'in 'zamanında ben de yaptım' diyerek önerdiği günle şu andaki durum arasında çok fark var. Birkaç hafta öncesinde bile Polat zor da olsa genel kuruldan onay alıp göreve devam eder gibi görünüyordu. İnan Kıraç'ın açıklamasıyla taşlar yerinden oynadı ve Adnan Polat için düpedüz 'istiskal' durumu ortaya çıktı. (Bu yabancı sözü, 'biraz aşağılayıcı biçimde görevden uzaklaştırılma' diye çevirebiliriz.)

Evet, futboldaki başarısızlığın yanısıra yeni stat açılışında yaşananlardan sonra Polat'ın tavrı kendi kalesine attığı büyük bir gole dönüştü.

Taraftara sahip çıkmak bir yana onlar arasında provokatörlerin olduğu yolundaki söylem Polat'ı çok yıprattı.

Fakat aynı zamanda Polat yönetiminin dünkü transfer hamlesi bir kez daha onu ayağa kaldırabilecek bir şaşırtıcı sıçrama gibiydi. Sanki birileri de bunu görüp hemen harekete geçmiş ve bu transferlerden doğabilecek olumlu havanın avantajını Adnan Polat'a yaşatmamak için son kozu oynamış gibi görünüyor.

Şirket birleşmesi, yeni tüzük, Riva işi ve stat gibi en az 10 yılı dolduracak işleri şu kısa döneme sığdıran Polat'ın bir yandan sportif başarıyı getirecek hamleyi de yaptığı sırada 'içerden vurulması' çok çarpıcı bir durum. Parlak bir geleceği ona yaşatmak istemeyenler kararlı, 'bu iş buraya kadar' diyorlar.

Polat'ı götürmek için senaryo çok sağlam ve sahnelenişi de son derece başarılı. Önce camia nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılan, sonra taraftarla arası bozulan Polat için çok dar bir manevra alanı kalmış gibi. Allah yardımcısı olsun çünkü kullardan pek umut yok!

http://www.sporyazarlari.com/ffutbol/galatasaray/ahmet-cakir/21-01-2011/en-zoru-icerden-vurulmak/307569.aspx

Yıldırım Demirören ile Alex Telefonda Görüştü(?)

Fenerbahçe, yaşayan efsanesi Alex de Souza'nın ayrılık sinyali vermesinin ardından, şimdi de kaptanın Beşiktaş Başkanı ile yaptığı görüşmenin şokunu yaşıyor. Yıldırım Demirören ile yaptıkları konuşmanın kayıtları internet sitelerine düşen Alex'in, evine kapandığı ve interneti sadece tavla oynamak için kullandığı belirtiliyor.


"Para önemli değil, ben burada gönüllüyüm" diyen bir başka Fener efsanesi Aykut Kocaman ile yıldızı bir türlü barışmayan yeni 'efsane' Alex, önceki gün kendi internet sitesinde kulübün yeni sözleşme teklif etmemesi halinde diğer teklifleri değerlendireceğini yazmıştı.

Bu gelişmenin ardından Beşiktaş Başkanı ile görüşen Alex ile Demirören arasında iddialara göre şu diyaloglar yaşandı:

Demirören: Alo. Alex ben Yıldırım Demirören. Nasılsın evladım?

Alex: İyiyim, asıl sizleri sormalı Başkanım?

Demirören: Ahaha. Sen aşırı derecede sevimli bişeysin. Sözleşmen yıl sonunda bitince bize gelsene. Burda ortam süper. Hem bak bizde herkes Portekizce konuşuyo. Eskiden yabancıların tercümanı vardı, şimdi sadece Türkler'in var.


Alex: Güzel de başkanım, Türkçe siz nasıl diyoo, 'Parayı veren Alex'i çalar'

Demirören: O kolay aslanım. Aziz sana ne verirse bir Allah'ın kuruşu fazlasını vereceğiz.


Alex: Peki başkan, diyelim ki kabul ettim. Bi sürü soru işareti var. Guti, Simao, Quaresma, Alex yanyana oynar mı? Sizde 23 yabancı yok mu zaten?

Demirören: Alex'çim, dert ettiğin şeye bak, dondururuz Guti'nin Muti'nin, Schuster'in sözleşmesini. Bu konuda dünyanın en tecrübeli, en önde gelen kulüplerinden biriyiz biliyosun.

Alex: Biraz kararsızım başkan, parayı aşırı seviyorum ama Fenerbahçe'de efsane oldum. Taraftarlar beni çok seviyor, gelecek tepkiden çekiniyorum.

Demirören: Takma bunları kafana. Beni sopayla kovalıyordu taraftarlar, 2-3 transfer yaptık, efsane başkan olduk. Efsanelik falan yalan işler. Tek gerçek efsane şimdi senin teknik direktörlüğünü yapıyor, şampiyon yaptı ertesi gün kulüpten kovdular. Rüştü de Fenerbahçe efsanesiydi. Parayı bastık geldi. Ama Fener'deyken bu kadar forsu yoktu, şimdi her yerini öpüyorlar.


Alex: Hahaha. Tamam Başkan düşüneceğim. Samet'in ve eşimin fikri önemli. Öbür hatta Adnan Bey bekliyor, kapatıyorum şimdi. Sevgiler, selamlar.

Demirören: Dıt dıt dıt.

http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/01/20/2315434/krampon-alex-de-souza-ile-y%C4%B1ld%C4%B1r%C4%B1m-demir%C3%B6renin-telefon

Birçok acı gerçeğin trajikomik bir şekilde gösterildiği tadımlık keyifli bir kurgu olmuş.

20 Ocak 2011 Perşembe

Emre:"Uyandırma şeyim çaldı"(VİDEO)

Emre Belözoğlu Lig TV'ye önemli açıklamalar yaptı. Açıklamalardan bazı başlıklar aşağıda:

"Yeni Malatya maçından sonra Antalya'ya gelmemiz iyi oldu"

"Uyandırma şeyim çaldı..."(videoda 2:00 dakikada)

"Türkiye Kupası'ndan ümidimiz yoktu"

"Gol yiyince, dağılıyoruz"

"Kötü zamanlarda camiamız çabuk kırılıyor"

"Kazım'la konuşmadım. Saha dışında konuştuğum bir arkadaşım değildi"

"Meslektaşım olduğu için Kazım'a Galatasaray'da başarılar diliyorum"

"Kameralar ağzımızın içinde"

"2 ay sonra doğacak oğlumun adı Ömer olacak"

"En mutlu olduğum zaman: Kazandığımız bir maçtan sonra eve gitmek"

"Kaybettiğimiz zaman sokağa çıkamıyoruz"

"Kötü gittiğimiz zaman protesto olmalı, yoksa herkes kafasına göre hareket eder"

"En büyük amacımız, taraftarın tepki göstermemesi ve evlerine mutlu olarak dönmeleri sağlamak"

Emre Belözoğlu:"Uyandırma şeyim çaldı" from bentolga on Vimeo.

TÜRK TELEKOM ARENA REKLAMININ PERDE ARKASI(VİDEO)

Cem Yılmaz ve Galatasaraylı oyuncuların rol aldığı çok beğenilen tanıtım filminin perde arkasında yaşananları da filmin kendisi kadar keyifli geçmiş.

Süper Lig İlk Yarı En İyi Hücum İkilileri(Resimli)



1.Niang-Semih: Yıllardır söylendi durdu. Şu Fenerbahçe iyi bir forvet almalı diye. Sonunda başarmış gözüküyor. Genç Semih zaten hazır kıta her zaman. Niang'la beraber 16 gol, 10 asist yapmışlar.

2.Umut-Jaja: Umut Trabzonlulara çok çektirdi. Çok karçırdı o da. Bu sene bir başka. Jaja da Umut'u iyi tamamlıyor. 14 gol, 6 asist.

3.Emenike-İlhan Parlak: Emenike bu sene geldiği lige renk kattı. Çok farklı bir stile sahip Emenike. İkili 13 gol, 7 asist.

Listede Milan Baros'un partneri olarak Anıl Dilaver'in gözükmesi GS'nin durumunu özetliyor.

Not: Resme tıklayıp büyütebilirsiniz.

kaynak: http://www.transfermarkt.com.tr/tr/sueper-lig/sturmduos/wettbewerb_TR1.html

Servet ÇETİN Antalya maçına "armasız" çıktı(RESİM)



Antalyaspor ile oynanan Türkiye Kupası maçında GS açısından talihsiz bir olay yaşandı. Maçta forma giyen Servet'in sol göğsü üzerinde bulunması gereken GS arması ve üç yıldız yerinde yoktu.


"Kimse bana bir şey söylemedi"
Armasız formayla çıktığının farkında bile olmadığını dile getiren Servet, "Sizden öğreniyorum. Dikkat etmemişim. Kimse de bana bir şey söylemedi" şeklinde açıklama yaptı.


Görüntüler galatasaray.org...

19 Ocak 2011 Çarşamba

4 YILDIR YARI ÇIPLAK KOŞUYOR ve YÜZÜYOR(VİDEO)

İngiltere 58 yaşındaki Gary Atlas, 3 yıl önce kaybettiği annesinin acısını unutmak için 4 yıla yakın bir süredir her gün yarı çıplak bir şekilde koşuyor ve denize giriyor. 4 yıldır hasta olmadığını belirten Atlas,"uyanmak için kahveye değil egzersize ihtiyacı olduğunu" söylüyor.

Adnan Polat: "Pişman Değilim"(VİDEO)

Adnan Polat Lig TV'ye gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Genel olarak söyledikleri şu:" Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Sadece provokatörler yerine protestocular sözüm yanlıştı. İstifa konusunda sözü Genel Kurul söyler."

Tek Yumruk Galatasaray Taraftar Grubu'nu Tanıyalım/Kimdir?



TT Arena'da yapılan protestonun ateşini fitillediği iddia edilen Tek Yumruk Galatasaray grubunu yakından tanıyalım.

Grubun manifestosu şeklinde değerlendirebileceğimiz amaçları şunlar:

Endüstriyel Futbola Karşı Galatasaraylılar!

Uzun ve zorlu geçecek bir yürüyüşün ilk adımlarını atıyoruz. Belki biraz acemice belki amatörce ama ortaklaşa başlıyoruz yanyana yürümeye. Farklı bir taraftar misyonunu üstleniyoruz. Kendini farklı tanımlayıp, sıradan olmamak için başlatıyoruz yürüyüşü.

Muhalif Galatasaraylılar olarak hiç bir takım ve oyuncuya art niyet beslemeden atıyoruz adımlarımızı. Tarihe mal olmuş külüplerle dalga geçerek değil onlarla rakip olduğumuzu ama düşman olmadığımızı bilerek merhaba diyoruz. Bu nedenle her şeyden önce renklerin kardeşliği diyoruz, sarının kırmızının ve sayılabilecek bütün renklerin kardeşliğini savunuyoruz.

Gönülden bağlı oldığumuz Galatasaray'ı alışılmışın dışında seviyoruz. Evet taraftarız ama fanatik veya holigan değil. Kötü alınan sonuçların ardından "çamura yatmıyoruz", hakemlere sataşmıyoruz, futbol federasyonuna sataşmıyoruz, rakiplerimize sataşmıyoruz, bir şeye gönülden inanmak istiyoruz; "futbol sahada kazanılır"

Şiddete ve kavgaya karşı olmak için yürüyoruz. Sayısız defa karşılaştığımız arkadaşlarımızla dostlarımızla derbi öncesi satır ve bıçaklarla kavga etmenin bize birşey kazandırmaycağına inanıyoruz.Futbolun bıçakla değil sahada oynanması gerekliliğini biliyoruz bu nedenle rakibime dokunma diyoruz.

Endüstriyel futbola karşı amatör bir ruhu savunuyoruz. Paralı başkan değil centilmen başkan istiyoruz. Bir takımın müşterisi değil taraftarı olmak istiyoruz. Para ve medya güçlerinin arkasına sığınmış dünyanın önde gelen futbol takımlarına karşı kendi yağında kavrulan takımları destekliyoruz. Fransa'yı yenen senegal'i tutyoruz, dünya kupasında ikinci tura yükselen Gana'yı tutuyoruz. Azerbaycan'ın Xazar takımını tutuyoruz. Çok olmadığımız kesin ama hayatta bir kere ezilenden taraf olduğumuz gibi Galatasaray taraftarlığı çatısı altında da hep ezilenden, az olandan taraf olacağız...

nevzat çelik'in dediği gibi...

çok olmadığımız kesin
çok olan tarafta değiliz
çok olan tarafta olmayacağız
türkiye'de kürt olacağız
kürtlerde ermeni
ermenilerde süryani
gidip almanya'da türk olacağız
hollanda'da surinamlı
fransa'da cezayirli
iran'da azeri
amerika'da zifiri zenci olacağız
çoğalan zenci de mutlaka kızılderili
israil'de filistinli
köpeğin karşısında kedi
kedinin karşısında kuş olacağız
kuşun karşısında börtü böcek
hakemler hep karşı takımı tutacak
ve biz hep yedi kişiyle tamalayacağız maçı
çiçeklerden kamelya olacağız
az kolumuzun tarafında
solda olacağız...

Endüstriyel Futbola Karşı Galatasaraylılar!


İdeolojik olarak sol ve devrimci olarak nitelendirilecek grup farklı bir duruş sergilemeye çalışıyor. Zaten görsellerinde kullandıkları CHE figürü durumu özetliyor.

Küçük bir araştırma yaptım, fakat haklarında çok fazla bilgi sahibi olamadım. Genel görüşüm: "Siyasi yanı ağır basan GS taraftar grubu"

Ayrıca logolarında yumruk var. Bu yumruk da herkesin anlayabileceği gibi sol yumruk ve devrimci ideolojiyi temsil ediyor.

http://www.tekyumruk.com/
Tek Yumruk(Facebook)

Yazımızı topluluğun facebook grubundan aldığımız(erişim tarihi: 19.01.2011/ 12:38) görsellerinin üzerine yapacağımız yorum ve çıkarımlarla bitirelim:



Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın mahkemede yargılandıkları zaman. Deniz Gezmiş mahkemeye itirazını dile getiriyor.



G ve S'yi orak ve çekiç'e benzetmişler. Bu komünizmin iki simgesidir ve çiftçilerle işçileri simgeler.


Tek Yumruk grubu Türkiye İşçi ve Emekçi Bayramı'na katılım sağlıyor.

Metin Oktay ve Che Ernesto Guevera



Fatih Altaylı:"O stada bir tek Adnan Polat giremez"


SAĞ salim döndük çok şükür. Bavul mavul da kaybolmadı bu sefer.
Kızımla 4 gün kaçtık.
Benim iki günlük işime iki gün de kızımla tatil ekleyip.
Biz yokken memleket yine karıştı.
Diyeceksiniz ki, karışmadığı gün mü var, ki o da doğru.
Yokluğumun en önemli meselesi, Başbakan Erdoğan’ın Türk Telekom Arena’nın açılışında protesto edilmesiydi.
Ben de uzaklardan yazdım “Ayıp” diye.
Bu fikrimde bir değişiklik yok.
Konuğa hakaret edilmez, konuk protesto edilmez. Orada, Başbakan’ın geldiği sıradan bir maç oynanmıyor. Galatasaray’ın bir açılışı var, Başbakan da onun için gelmiş. Konuk olarak.
Üstelik de Galatasaray o stada kavuşsun diye ciddi emek vermiş. Gayret sarf etmiş.
Başbakan’ın bu konudaki gayretini bizzat içinde olduğum için biliyorum.
Ammmaaa...
Her şeyin olduğu gibi bu işin de bir aması var elbet.
Fransa’dayken duymadığım, görmediğim bir şeyi buraya gelince gördüm.
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın konuşmasını dinledim gelir gelmez.
Hani dedim ya “Konuğa hakaret edilmez” diye, konuk da ev sahibine hakaret etmez.
Bayraktar, nedendir bilinmez, bir garip konuşma yapmış.
Bu konuşmanın zaten gergin tribünleri gerdiği aşikâr.
Niye böyle konuştu, neden bunları söyledi bilmiyorum.
Ama eğer oraya bir şenlik için gelmiş on binlerce kişiye bunları söylerseniz, elbette tepki tatsız olur.
Yine de Galatasaray taraftarı, Başbakan Erdoğan’a değil, bir başka Erdoğan’a, Erdoğan Bayraktar’a tepkisini göstermeliydi.
Belki o zaman haksız konuma düşmezdi, ayıbın altına imza atmamış olurdu.
Ama kalabalıkların psikolojisi böyle oluyor, böyle yönleniyor. Ortaya herkes açısından tatsız sonuçlar çıkıyor.
Yine de yanlış, yine de tatsız.
Tabii en tatsız olan da Galatasaray’ın başkanlık koltuğunu işgal eden zat-ı muhteremin söyledikleri.
“Protesto edenleri stada almayacağız.”
Yok ya!
Babanın stadı da almıyorsun.
Protesto bir haktır.
O stada herkes girer. Ama bu gidişle bir tek Galatasaray’ın başkanlık koltuğunu işgal eden zat giremeyecek gibi duruyor.

DEVAMI GAZETE HABERTÜRK'TE

http://www.yazaroku.com/fguncel/fatih-altayli/19-01-2011/o-stada-giremeyecek-bir-kisi-var/307101/.aspx

Tuhaf penaltı hakemle duvar pası: 4-2(VİDEO-RESİM)

Beşiktaş'ın tur atlarsa muhtemel rakibi olan Manchester City, 4 atmaya devam ediyor. Leicester City'i 4-2 mağlup ettiler.

City'de Tevez vazgeçilmez bir oyuncu olarak görülüyor, durdurulması gerek.

Başlığa dönersek, Leicester City ilk golü penaltıdan attı, fakat bildiğimiz penaltılardan değil. Paul adlı oyuncu topun hemen arkasına geçti arkasını dönerek, sonra yaya doğru 3 mt yürüdü ve ani bir dönüşle penaltıyı kullanarak golü attı. Aşağıda resimli anlatımı mevcut, videoyu zaten veriyoruz hep.:)







Penaltı atmak kolay gibi gözüken riskli bir iş, bunu daha da zor hâle getirmeye gerek var mı? Tabi kalecinin o anda penaltının nereye gideceği konusunda bir fikri oluşması imkansız gibi bir şey, onu da belirtmek lazım.



Son olarak Leicester'ın 2. golünde de arkadaşına pas atmak isteyen oyuncu hakeme topu nişanlıyor, duvar pasına dönüşen bu nişanla topla tekrar buluşan oyuncu golü getiren pası atıyor.

Manchester'ın maçları çok keyifli ve tuhaf geçiyor, sakın kaçırmayın. Gerçi çok yüksek ihtimalle Beşiktaş ile eşleşecekler ve kaçırma gibi bir durum olmayacak.

Galatasaray çeyrek finalde: 0-0 (VİDEO)


Türkiye kupası 4. maçında Antalyaspor ile deplasmanda 0-0 berabere kalarak çeyrek finale yükseldi. Maçta Serkan Kurtuluş kırmızı kart gördü.

Stadyum: Mardan Antalya
Tarih / Saat: 18.01.2011/ 20.00
Hakemler: Bünyamin Gezer, Cem Satman, Selçuk Kaya 4. Hakem: Zafer Demir

Galatasaray
Ufuk Ceylan, Serkan Kurtuluş, Lorik Cana, Servet Çetin, Hakan Balta (Dk.85 Emre Çolak), Sabri Sarıoğlu, Culio, Ayhan Akman, Aydın Yılmaz (Dk.72 Insua), Arda Turan, Kazım Kazım (Dk.85 Mustafa Sarp)

Yedekler
Aykut Erçetin, Insua, Barış Özbek, Mustafa Sarp, Semih Oğuz, Emre Çolak, Anıl Dilaver

MP Antalyaspor
Ömer, İbrahim Dağaşan, Deniz, Radeliç, Tuna Üzümcü, Mehmet Yılmaz, Kenan Özer (Dk.86 Hüseyin), Sedat, İlkem, Djiehoua (Dk.75 Veysel), Necati

Sarı Kartlar
Dk.33 İbrahim Dağaşan, Dk.61 Sedat (MP Antalyaspor), Dk.27 Lorik Cana, Dk.57 ve 68 Serkan Kurtuluş, Dk.71 Arda Turan, Dk.90 Insua (Galatasaray)

Kırmızı Kart
Dk.68 Serkan Kurtuluş (Galatasaray)


18 Ocak 2011 Salı

Raket kıran servis(VİDEO)

Başlığa aldanmayın, sadece dikkat çeksin diye yazdık. Bir kadın tenis maçında servisi karşılayan tenisçinin raketi kırılıyor, çünkü raket kalitesiz. Adam gibi raketle maça çıkmazsan, böyle madara olman da kaçınılmaz olur.

Türk Telekom Arena'da yaşananlara İbrahim Üzülmez yorumu


Beşiktaş Kaptanı İbrahim Üzülmez, Türk Telekom Arena'nın açılışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tepkilerin doğru olmadığını söyledi.

İbrahim Üzülmez, Başbakan Erdoğan'ın stat açılışında tepki görmesiyle ilgili bir soruya, ''Bunu doğru bulmuyorum. Sayın Başbakanımızın, o stadı, güzelliği ortaya çıkarmakta çok büyük uğraşlar içinde olduğunu basından duyuyoruz. Bunu Galatasaray Kulübü Başkanı da söyledi. Bu tepkilerin olmaması gerekiyordu. Keşke olmasaydı. 3 gündür bunlar konuşuluyor. İyi niyetle o stadı açmaya gelen biri var. Yapılanlar doğru değil'' diye yanıt verdi.

"Her şeyden önemlisi takım olmalıyız"
Deneyimli futbolcu, şampiyonluk şansları ile ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi:

''14 puanlık fark az değil. Sadece Trabzonspor değil, önümüzde Bursaspor ve Fenerbahçe var. Futbolda kimse ikinci yarıda rakiplerimizin puan kaybetmeyeceğini düşünemez. Belki onlar da puan kaybedebilir. İyi kadromuz var ve iyi oyuncular takıma katıldı. İstikrar yakalamazsak, seri galibiyetler alamazsak işimiz zor olur. İlk yarıda herkes bizi favori görüyordu ama puan kayıpları yaşadık. Rakiplerimiz de yaşayabilir.''

Ligin ikinci yarısından umutlu olduğunu kaydeden İbrahim, ''Ama her şeyden önemlisi saha içinde takım olmalıyız. Bunu yaparsak ikinci yarı çok iyi şeyler olacaktır'' dedi.

"Q7 ve çetesi"
Yeni transferlerle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine ''Q7 ve çetesini mi soruyorsunuz'' diye espri yapan İbrahim Üzülmez, ''Futbolculukta yetenek önemli ama karakterin de iyi olması gerekiyor. Yeni gelenler karakter olarak da düzgün arkadaşlarımız. Sakatlığım nedeniyle takımla çalışamadığım için onlarla yemekler dışında çok fazla beraber olamadım ama ilk izlenimlerim iyi. Çok iyi oyuncular ve karakterleri de çok iyi'' ifadelerini kullandı.

İbrahim Üzülmez, ligin ilk yarısındaki puan kayıpları nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını söyledi.

''İlk yarıda Beşiktaş gibi bir takımın bu kadar puan kaybı yaşamaması gerekiyordu'' diyen İbrahim, ''Bu nedenle hayal kırıklığı yaşadım ama ikinci yarı için umudumu koruyorum''
dedi.

"Trabzonspor çok istikrarlı"
Şampiyonluk yolundaki rakiplerini de değerlendiren İbrahim Üzülmez, şöyle devam etti:

''Trabzonspor çok istikrarlı. Şenol hocadan sonra büyük bir çıkış yaşadılar. Oyuncular arasındaki disiplin sahada görülüyor. Bu çok önemli. Yetenekli olmak önemli ama takım olmak daha önemli. Trazonspor bunu yaşadı. Tabii Bursaspor ve Fenerbahçe'yi unutmamak gerekiyor. Bursaspor geçen sezon büyük bir başarı yakaladı. Onları tebrik ediyorum. Bursaspor da yarışın içinde olacak ve Fenerbahçe ile biz onları zorlayacağız diye düşünüyorum.''

"Del Bosque çok sevecen ve babacandı"
İbrahim Üzülmez, çalıştığı teknik direktörler içinde en beğendiğinin hangisi olduğu sorusunu şöyle yanıtladı:

''Çok değerli teknik adamlarla çalıştım. Çok fazla ayrım yapmak istemiyorum ama Del Bosque'ye çok büyük bir sevgimiz vardı. Hepsine saygı duyuyorum ama Del Bosque çok sevecen ve babacandı. Yenildiğimiz maçlarda bile gelip bize sarılıyordu. Onu İspanya Milli Takımı'nda gördükçe eski günlere gidiyorum. Ondan çok şey öğrendim, bende büyük bir yeri var.''


"UEFA'da finale gidebiliriz"

UEFA Avrupa Ligi'ndeki şansları ile ilgili bir soru üzerine İbrahim Üzülmez, ''Zor rakipler var. Ama kimse (Beşiktaş finale gidemez) diyemez. Hedefimiz final. Tek tek maçları değerlendirmek gerekiyor. Dinamo Kiev çok tecrübeli bir takım. Herkes Manchester City'yi düşünüyor. Ciddiye almazsanız Dinamo Kiev'e elenebiliriz. Ciddiyetimizi sahaya yansıtırsak bu kaliteli kadroyla finale kadar gidebiliriz. Türkiye'ye çok güzel şeyler yaşatmak istiyoruz'' ifadelerini kullandı.

"İyi niyetle mücadele ediyorum"
Beşiktaş taraftarlarınca bu kadar sevilmesinin nedeninin ne olduğunu sorusuna İbrahim, ''İyi niyetimle mücadele ediyorum. Beşiktaş taraftarı çok büyük taraftar. Mücadele eden, istekli, agresif olan oyuncuyu seviyor. 11 yıldır Beşiktaş'tayım. Birçok arkadaşım geldi gitti. Saha içinde o hırsı, mücadeleyi taraftar görüyor. Beni sevmelerinin nedeni, o hırsı ve mücadeleyi sahada yansıtmam olduğunu düşünüyorum. Saha içinde mücadele edemeyeceğimi düşündüğüm zaman futbolu bırakırım'' şeklinde konuştu.

İbrahim, diğer takım taraftarlarının da kendisini sevdiklerinin hatırlatılması üzerine, ''Saha dışındaki yaklaşım çok önemli. Saha dışındaki yaşantımıza dikkat edersek hangi takım taraftarı olursa olsun size saygı gösteriyor. Hiçbir kötü olaya mahal vermemek için dikkat ediyorum'' dedi.

"Beşiktaş'ta bırakacağım"
Beşiktaş'tan başka bir takımda oynayıp oynamayacağı sorusuna, ''37 yaşında mı? Yok ben Beşiktaş'ta çok mutluyum. Sevdiğim bir camia. Bu büyük camiada kaptanlık onurunu yaşadım. Sevdiğim bu camiada futbolu noktalamak istiyorum'' yanıtını verdi.

İbrahim, futbola başladığı dönemle ilgili bir soru üzerine, ''Amatörde oynarken profesyonel takımdan teklif almıştım. Beni Gönenspor çağırmıştı. Çok heyecanlandım, gideceğim otobüsü karıştırdım. Ağabeyim sayesinde çok iyi Beşiktaşlı oldum. Maddi olarak sıkıntılar yaşasak da zaman zaman Kocaeli'den maçlara geliyordum. Böylesine büyük bir takımda kaptanlık yapmak onuruna da ulaştım'' diye konuştu.

Forvete çok transfer yapıldığının belirtilip, savunma için neden yapılmadığının sorulması üzerine İbrahim, ''Defansta 3-4 oyuncumuz var. 4 stoperin yeterli olacağını düşünüyorum. Alternatif bakımından alınabilirdi belki. Ofansif açıdan müthiş bir takım olduk'' diyerek sözlerini tamamladı.

http://tr.eurosport.com/futbol/turkish-super-lig/2010-2011/uzulmez%27den-aciklama_sto2626379/story.shtml