16 Şubat 2011 Çarşamba

Fenerbahçe istediği zaman istediği maçı kazanır



Fenerbahçe Kayserispor maçı hakkında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şener, ''Fenerbahçe'yi tebrik ettim. Kayserispor'un kalecisini de tebrik ettim. Muazzam bir kaleciymiş, daha ikinci dakikada pes ettirdi Kayserispor'u ve daha gerisine de gerek kalmadı'' diye konuştu.


Şener'in bu açıklamaları doğrudur. Volkan Babacan'ı hiç tanımayan biri "onun boş zamanlarında kalecilik yaptığını" düşünebilir. Gerçi geri pas konusunda birçok kalecinin sıkıntısı var, ama Volkan 2. golde de basit bir hata yaptı.

Şener, hatalı pas vererek gol yiyen Kayserispor kalecisi Volkan Babacan'ın iyi bir kaleci olmadığını iddia ederek, ''Babacan iyi bir kaleci değil. Ben olsam o golü yedikten sonra işaret eder beni değiştirin derim. Maçta yaptığı birkaç tane daha hata var, ama bu tabi şans. Bize de inşallah aynı hataları yapar diye temenni ediyorum'' diye konuştu.


"Söz gümüşse sükut altındır" demişler. Şampiyonluk yolunda beraber gittiği takımı tabi ki, arada bir yoklayacaksın. Ama bu saçmalamayı gerektirmez. Sadri Şener'in genel olarak söylemek istediği şu:"Volkan Babacan maçı Fener'e verdi" Buradan başka anlam çıkmaz.

Fener-Kayseri maçında Volkan bu hataları yapmasa, 10 üzerinde 9,99'luk bir maçta çıkarsa o 0,01'lik kısmı bulacak olan Fener maçı kazanacaktı. Ben maça göz ucuyla olsa da baktım. Kayseri "İstanbul'da yolunu kaybetmiş gibi" oynuyordu, ne bir atağı ne de bir pozisyonu vardı. Volkan'ın hataları işi biraz daha kolaylaştırdı sadece.

Fener öyle bir baskı yapıyor ve koşuyor ki, bu muazzam bir istekle birleşince Fener'in içeride veya dışarıda her takımı yenebileceği ortaya çıkıyor. Bunu Türkiye'de yapabilecek başka bir takım yok. Ama Fener'in şöyle bir sıkıntısı var, ufak bir problemde dağılmaya çok meyilli. Bu hafta çok önemli...

15 Şubat 2011 Salı

İbrahim Üzülmez'in vedası(VİDEO)


Beşiktaş futbol takımının değerli oyuncusu İbrahim Üzülmez, Başkan Yıldırım Demirören ile beraber düzenlediği basın toplantısı ile Beşiktaş'a gözyaşları arasında veda etti. İbrahim Üzülmez'in ligin sonunda oynanacak Gaziantep maçında jübile yapması bekleniyor.

İbrahim, "kavganın kendisine yapılan sözlü bir taciz üzerine olduğunu" söyledi.


Original Video- More videos at TinyPic

12 Şubat 2011 Cumartesi

Antep bu sene transfere 23 Trilyon harcadı




Yıllardır Beşiktaş'a oyuncu satıp paraları yastık altı yapan Antep, bu sene parasal açıdan yatırım yapmasıyla beraber ligde 5., Türkiye Kupası'nda da yarı finalde ve turu geçmeye yakın.

Cenk Tosun'a 1 trilyon, Wagner'e 7 trilyon, Sosa'ya 6.8 trilyon, Emre Güngör'e 2 trilyon, Popov'a da 5.9 trilyon bonservis ödeyen Antep bu yatırımlarının karşılığını almaya başladı.

Tolunay Kafkas'ı pek sevmeyiz. Biraz ukala ve itici biri, fakat Antep'e bakınca "bu takım iş yapar" demek geliyor içimizden. İyi paslaşmalar, iyi oyun ve sonuç.

Belki de seneye Bursa'nın açtığı yolda, gösterdiği hedefe Antep ulaşacak. Kim bilebilir, daha doğrusu kim hayır diyebilir?

Ah Cimbom Ah...


Galatasaray maça önde basarak başladı. İçimizden "bugün herhalde bir şeyler yapacak Cimbom" diye, ama...nerede?

Gerçi son haftalarda ligde iyi gidiyor Galatasaray, ama öyle bir sezon geçiyor ki üst üste 10 maç kazansa gene bir şey olacağı yok gibi...

Dakika 5, Sosa Zapata'nın edep yerinden golü yapınca, Galatasaray'ın kaleci eksikliği bir kez daha aklımıza düştü...İkinci yarıya kadar da, "bu Galatasaray'da golü kim atar?" diye düşünüyorduk. Allah'tan 2. yarı Baros girdi de, biraz hareketlenme oldu...biraz hareketlenme, devinim...

Bu sezon Galatasaray'ın en golcü oyuncusu kim desem? Baros'muş ve sadece 9 maç oynayarak, 7 gol. Sonra Kewell 4 gol...güler misin, ağlar mısın?

Culio, iyi bir oyuncu. Ama takım ne durumda...Stancu, Zapata, Cana vs ile bu işler bizce yürümez.

Galatasaray ligle hiç uğraşmasın. Taraftar alıştı zaten. Yapılacak en güzel iş, Türkiye Kupası'nı alarak seneye Avrupa'da oynamaktır.

İlgili Bağlantılar
Antep 1 GS 0

10 Şubat 2011 Perşembe

Adnan Polat'ın Açıklamaları ve Galatasaray'ın menfaatleri...


Dün işten eve minibüsle dönerken, radyoda Adnan Polat'ı dinledim. Eve vardığımda "Herkes bana yükleniyor. Medya, Galatasaray camiası, hükümet ve taraftarlar...Bir kişi de benim ne yaptığımı söylemiyor. Ben ne yaptım?" diye eleştirilere karşı kendini savunuyordu.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Adnan Polat yaptıkları için değil, yapmadıkları için bu kadar eleştiri bombardımanına tutuldu. İçlerinde haklı olanlar çoğunluklu olmak üzere, fırsattan istifade etmeye çalışanlar da oldu.

Bunlardan biri bence "Tek Yumruk Galatasaray" taraftar grubu idi, maalesef. Bu grubun siyasi yanının ağır bastığını daha önce yazmıştık. Hükümete olan tepkilerini Galatasaray üzerinden göstererek amaçlarına ulaştılar. Yaptıkları/başlattıkları protesto yanlış değildi, fakat amaçları Galatasaray üzerinden hükümeti vurmaktı. Burada tek sıkıntı bunu yapanın siyasi yanı ağır basan bir topluluk olması. Bu grup için önce siyaset, sonra Galatasaray...

Ayrıca camiada da, kafalarında kurdukları kargaşa ortamının gerçekleşmesi üzerine Polat'a saldıranlar ve yıpratmak isteyenler oldu.

Şimdi Adnan Polat ne yapmalıydı, ona dönelim...

1-Taraftara sahip çıkmalıydı: Lafı uzatmadan söyleyelim. Hükümetten çekindiği için protestoculara "provakatörler" dedi. Sonra düzeltti, ama bu işe yaramaz. "Tek tek tespit edip bir daha stada almayacağız" diyerek hükümete yaranmaya çalıştı.

Burada söylemesi gereken şuydu:"Bu güzel gecede protestolar olmasın isterdim. Ama taraftarımızın protesto hakkı vardır ve bunu medenice yapmıştır. Ayrıca TOKİ Başkanı'nın kağıttan okuyarak yaptığı konuşma rahmetli başkanımız Özhan Canaydın'ı rencide edicek seviyededir. Kendisinden özür bekliyoruz."

2-Hükümet yetkilileri tarafından yapılan hakaretlere tepki koyamadı:

***

Selim Terzi: Şerefsizler...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Spor A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Selim Terzi, twitter’daki hesabından Galatasaraylı taraftarlar için çok ağır ifadeler kullandı. Terzi, “Galatasaraylılığımdan utanıyorum. Başbakanı, TT Arena’da yuhalayanların babaları belli değildir, buna eminim. Şerefsizler yuhalayan kahpe GS taraftarı” diye yazdı. Selim Terzi bu ifadelerinin basına yansıması üzerine twitter hesabını kapattı.

Yasin E. Serim: Nankörsünüz
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a bağlı Avrupa birliği Genel Sekreterliği Müşaviri Yasin Ekrem Serim de, sarı-kırmızılı taraftarlara hakaret etti.
Serim, “Böyle bir şerefsizlik yok. Nankörsünüz... Kimin sayesinde o statta maç izliyorsunuz.
Kim yaptı lan o stadı size. Gerizekalı, kuş beyinliler” ifadelerini kullandı. Yasin Ekrem Serim de, Selim Terzi gibi hesabını kapatarak twitter’dan ayrıldı.

***

Bu iki zat, Galatasaray taraftarını aleni ve ağır bir şekilde bir sosyal paylaşım platformudan aşağıladılar. Yaptıklarının yanlışına varan bu ikili daha sonra "twitter" hesaplarını kapattılar.

Adnan Polat, bu konuya değindi, ama sadece ucundan. Hatırladığım kadarıyla "ayıp, yanlış" gibi sözlerdi.

3-Toki Başkanı'nın özrünü kendisinden başka kimse duymadı:Toki Başkanı arayıp onlarca defa özür dilemiş. Dilemiş de bunu kim duymuş. Erdoğan Bayraktar, rahmetli GS Başkanı Özhan Canaydın'ı resmen aşağıladı.Bu yanlış, ancak toplum karşısında yapılacak bir toplantı ve dilenecek bir özürle telafi edilebilrdi. Adnan Polat ise "özürden sonra, benim için bu olay kapanmıştır" diyerek, kalbi kırılan taraftarını yalnız bıraktı.

4-TT Arena'da GS'ın katkısı yok:Bazı çevrelerce yaratılan "TT Arena'da GS'nin hiçbir katkısı yok" görüşüne dün "Arena'yı Galatasaray'ın ortak gücü yapmıştır" diyerek olayı kapatmıştır. Bu yeterli değildir. Galatasaray olmasa, ne öyle bir stat olacaktı, ne de o stat bir işe yaracaktı. O stadı düşünen ve yapmaya çalışan Galatasaray'dır. Bazı aksilikler çıkmış ,ihale TOKİ'ye kalmıştır. Galatasaray buna karşılık en değerli arazisini TOKİ'ye bırakmıştır. Kimse kimseye bedavadan stat yapmamıştır.

5-Ali Sami Yen isminin kaldırılması: Son gelişen bu olaya da "kalsa ne olurdu" diyerek oldukça aciz bir açıklama yapmıştır. Ne demek "kalsa ne olurdu" diye. Koyacaksın iradeni, o zaman o yazı da orada kalır. "Bundan sonra Türk Telekom ismini ağzıma almam" dedi. Alsanız ne olur, almasanız ne olur...

Son 1 ayda Galatasaray değerleri ayaklar altında ezilmiş ve ezilmektedir. Bu saldırılar karşısında GS Başkanı yetersiz kalmıştır.

Adnan Polat'ın asıl fikri dün de söylediği gibi şudur: "Galatasaray menfaatleri için çalışmaya devam edeceğim...şakşakşak..."

Son cümle aslında yazının özetidir. Galatasaray değerleri ve terbiyesi önemli değildir. Önemli olan Galatasaray'ın menfaatleridir, paradır, stattır, Riva'dır, şampiyonluklardır...Birileri gelip Galatasaray'ın değerlerini ayaklar altına alabilir, yeter ki menfaatlarimize helal gelmesin...

8 Şubat 2011 Salı

Hiddink:"Beşiktaş'ta seçilecek Türk oyuncu yok"


Geçen dönemlerde Beşiktaş, yabancı sayısının arttırılmasına karşı Fenerbahçe'ye muhalefet etmiş, yabancı sayısının artması milli takımı zayıflatır tezini savunmuştu. Fenerbahçe'ye göre ise kaliteli yabancı oyuncuların Türkiye'ye gelmesi futbolumuzun gelişmesini sağlayacak, bu hem milli takıma ve hem de Türk futboluna fayda sağlayacaktı.

Açıkçası biz, Beşiktaş'ın görüşünü destekliyorduk, özellikle kendi bünyemizden yetişecek oyuncular az maliyetli, uzun vadeli ve milli takımı da destekleyici olacaktı...

Şimdi işler ve görüşler biraz değişti. Beşiktaş kadrosunu yabancı ve yabancı uyruklu Türk oyuncularla doldurdu. Yani görüşü ve eylemi değişmişe benziyor. Fenerbahçe ise "Aykut Kocaman" ile öze dönüş yoluna girmiş gözüküyor.(Aziz Yıldırım'ın "artık yerli bir hocayla çalışma vaktimiz geldi" sözü bir aldatma. Olası bir Daum faciasında, Aykut en iyi stepnelerden biriydi ve bu iyi plan devreye sokuldu)

Hiddink'in yaptığı açıklama Beşiktaş'ın durumunu ortaya koyuyor. Beşiktaş günü kurtarmaya yönelik kötü bir yolda...Sürekli para harcıyor, gelir-gider dengesi hiç yok. Geleceği karanlık...

Beşiktaş'ta sadece 12 tane öz Türk oyuncu var. Bunlardan Rüştü ve İbrahim Üzülmez'in zaten milli takım vakti geçti. Onur, Necip, Rıdvan, Erhan ve Güven'in milli takıma seçilme ihtimallerini siz düşünün. Geriye İbrahim Toraman, İsmail Köybaşı, Hakan, Cenk ve Nihat kalıyor.

Beşiktaş iyi bir yolda değil. Acilen popüler transferlerden vazgeçip öze dönmeli ve bütçesini düzeltmeldir. Beşiktaş battığında onu Quaresma kurtaramaz...

İlgili Bağlantılar
http://transfermarkt.com.tr/tr/besiktas-jk/startseite/verein_114.html

7 Şubat 2011 Pazartesi

Mete Fisunoğlu kimdir/tanıyalım?

1982 istanbul doğumlu

eğitim ve başarılar
fen fakültesi mezunu derece-elektronik mühendisliğinde-Işık üniversitesi
MS derece bilgi teknolojilerinde tasarım-İTÜ
basketbol başarı madalyası-BJK-1991
Istanbul satranç yarışmasında 3.lük-1993
halk dansı 1. `lik yer madalya ve kupa-1994
birçok yarışma için çizim ve kitapçıklar yaptı.


Birkaç Mimari görselleştirme işleri
elektronik mühendisi-scs bina otomasyon sistemleri
Tasarımcı ve postproductioner-pixelplus 3d interective
3d tasarımcı ve animatör-yoğurt teknolojileri

hobileri
görsel sanatlar ve tasarım
gitar ve davul çalıyor
bilgisayar oyunları ve simülasyonlar

sitesi: http://www.metefisunoglu.com/

Beşiktaş'a kartallı stat projesi(VİDEO)

Mete Fisunoğlu'ndan Beşiktaş'a kartalın kanatları altında bir stat projesi.

KARTAL STADYUM from mete fisunoğlu on Vimeo.

6 Şubat 2011 Pazar

Dünyanın en iyi maçı: Newcastle:4 Arsenal:4 (GERÇEK VİDEO-ÖZET)

Hatırladığım kadarıyla daha önce de "Dünyanın En İyi Maçı" diye bir başlık atmıştım, demek ki her güzel maça "en iyi" demek, ileride olabilecek "harikulade" maçlara haksızlık olabilirmiş.

Ben daha önce bir takımın maça 1-0 önde başladığını görmemiştim. Arsenal daha 42. saniyede 1-0 öne geçmişti. "Skorbort" dakika 25'i gösterdiğinde skor 4-0'dı ve Newcastle'lı oyuncular onlarca kamera içerisinde hangi kameramanın çıkıp "hey beyler bu bir kamera şakası. gerçek sanmadınız değil mi? ha ha ha" demesini bekliyordu, ama kameramanlar da bir hareketlenme yoktu.

Kendi evinde 60-70 bin kişiye karşı oynayan ve 4-0 geride olan bir takımı, başka hiçbir şekilde dövmeniz gerekmez: falaka, parmak kıstırma, koltuk altı koklatma...

50. dakikada Newcastle'ı futboluyla ve skorla döven Arsenal oyuncularından Diaby, kendini kaybederek Newcastle'lı bir oyuncuyu ancak eski mahalle kavgalarından görebileceğimiz bir şekilde "ensesinde tutarak" yere çaldı ve oyundan atıldı.




Bu dakikadan sonra biri tuhaf olmak üzere 2 penaltı kazanan Newcastle maçı 4-3'e getirmişti.


Dakika 87 olduğunda Tiote diye bir zenci oyuncu öyle bir gol atıyordu ki, golün uzaktan gelişine vole olarak atılmasına mı, yoksa 4-0'dan 4-4'ü sağlayan gol olmasının keyfini mi sürelim bilemedik.

Tiote'nin sevinci de "bir siyahın, ırkçı beyazlara karşı kazandığı" bir zaferin gösterisi gibiydi...Arada sosyolojik mesaj vermek lazım.

Uzun not: Bloğa eklediğimiz videolar çeşitli nedenlerle youtube'dan silinmektedir. Buna yapacak bir şey yok. Zaten youtube hesabımız şu an itibariyle kapatıldı. Biz de çok zahmetli olsa da başka sitelere yöneldik. Anlayış göstereceğinizi düşünyoruz.

n_a from bentolga on Vimeo.

5 Şubat 2011 Cumartesi

Başkan Rüştü'ye dokundurtmadı


Bazı yöneticiler, Rüştü'nün eldiven ve kramponlarının F.Bahçe Müzesi'nden kaldırılmasını istedi. Ancak Başkan Aziz Yıldırım'ın talimatıyla eşyalar sergilenmeye devam ediyor.

Fenerbahçe ve Türk Milli Takımı'nın kalesinde gösterdiği başarılarla futbol tarihine adını yazdıran Rüştü Reçber, Başkan Aziz Yıldırım'la yaşadığı gergin süreç sonrası sarı-lacivertli kulüpten ayrılmış ve ezeli rakibi Beşiktaş'a transfer olmuştu. Ancak bu gerginliğin aksine, Başkan Aziz Yıldırım'ın geçtiğimiz süreçte Rüştü hakkında verdiği ilginç karar ortaya çıktı.

Şükrü Saracoğlu Stadı'nın altında 800 metrekarelik bir alana yapılan Fenerbahçe Müzesi'ne, takımda kaptanlığa kadar yükselmiş önemli sporcuların eşyalarına yer veriliyor.

Burada sarı-lacivertlilerde kaptanlık yapan Rüştü'nün eldiven ve kramponları da bulunuyor. Bazı yöneticiler, görevlileri belirli aralıklarla "Rüştü bizi terk edip gitti. Eşyalarını buradan kaldırın, sergilemeyin" diye uyardı.

Uyarıların sıklaşması üzerine görevliler Başkan Yıldırım'a durumu aktardı. Eşyalar hakkında nasıl bir uygulamaya gidileceğini sordular.

Yıldırım, olaya tepki göstererek "Olur mu öyle şey! Rüştü, Beşiktaş forması giyiyor olabilir. Ancak bizde kaptanlık yapmış, hizmetleri olmuş. Eşyalar kesinlikle kaldırılmayacak" deyince, kramponlar ve eldivenler sergilenmeye devam ediyor.

http://www.htspor.com/fenerbahce/haber/598373-aziz-yildirim-rustuye-sahip-cikti

İlgili Bağlantılar
Fenerbahçe Müzesi'nde Bir Gezinti

En iyi futbol filmleri

Uğur Vardan, gelmiş geçmiş en iyi 5 futbol filmini seçti.

En iyi futbol filmleri from bentolga on Vimeo.



1-Cehennemde İki Devre(1962)
Yönetmen: Zoltan Fubri


2-Dar Alanda Kısa Paslaşmalar(2000)
Yönetmen: Serdar Akar

Esnafspor adlı futbol takımı, Bursa'nın tarihi semtlerinden birinde esnaf ve orada ikamet eden mahalle sakinlerince kurulmuş olan amatör bir futbol kulübüdür. Brezilya Millî Futbol Takımı'ndan etkilenerek benimsedikleri sarı-yeşil formaları ile, Suat, Kıvırcık, Lango, Mercimek, Ateş, Onbaşı, Alağaçlı, Paşa, Boncuk, Selçuk, Niyazi, Turgay ve diğerlerinin, mahallenin genç ve yaşlı insanların top koşturdukları bir sıradan takımdır. Fırıncı Hamdi'nin bütün emeğini ortaya koyarak kulüp başkanlığını üstlendiği Esnafsporlu kişilerin en büyük tutkuları Bursa Amatör Kulüpler Ligi'nde şampiyon olmaktır. Mahalleye nereden ve nasıl geldiğini artık kimsenin hatırlamadığı Hacı, beş yıldır takımın baş antrenörlüğünü yürütmektedir. Fakat işler bir türlü yolunda gitmemekte, Esnafspor her maçtan mağlubiyetle ayrılmaktadır. Hacı'nın Esnafspor'u çalıştıracak, onlarla birlikte idmanlarda yer alacak genç bir yardımcıya ihtiyacı vardır. Sonunda semtin lisesinde beden öğretmenliği yapmakta olan Çetin'den yardım istemeye karar verir. Bu Esnafspor için yepyeni bir dönemin başlangıcıdır.



3-Ultra(1991)
Yön: Ricky Tognazzi

"Brigatte VENENO" futbol kulübü "AS Roma" dan bir fan grubudur. sonraki maç "Juventus Torino", klasik prestij düello aykırıdır. Principe, grubunun eski lideri hapse birkaç gün önce ilişiklerinin kesilmemiş olması. O, ama onun en iyi arkadaşı Red sadece grubun kontrol devralan olmadığını anlamak için aynı zamanda kız arkadaşı ile ilişkisi başladı. sıcak kanlı Principe ve mantıklı Kırmızı arasındaki rekabet grubu içinde endişeli bir ruh hali sağlar. Smilzo, grubun bir üyesi, başka bir fan grubu ile bir sokak kavgası sırasında ölünce, Kırmızı Principe bu felaketi sorumlu olmak olduğunu biliyor.(çeviri)



4-Looking For Eric(2009)
Yön: Ken Loach

Bir futbol fanatiği olan Eric postacıdır. Orta yaş krizi geçiriyor ve hayatı da her geçen gün daha kötü gidiyordur. Fakat bir gün oğlunun bir hapını içmesiyle efsane Eric Cantona sanrısına kavuşur. Cantona artın onun hayat koçudur. Önümüzdeki aylarda Filma Ltd. dağıtımıyla Filma Ltd. tarafından vizyona çıkarılıyor. Eski futbolcu Eric Cantona'nın hayatından esinlenilerek yapılmıştır.



5-Damned United(2005)
Yön: Tom Hooper

İngiliz futbolunun gelmiş geçmiş en iyi hocalarından olan ve 2004 yılında hayata veda eden Brian Clough'un Leeds United'ın başında, sadece 44 gün süren teknik direktörlük dönemini anlatıyor.

4 Şubat 2011 Cuma

Almanya'da derbi haftası


Bir tarafta Ruhr, öte tarafta Hamburg derbisi. Tabii ki olarak gözler peri masalı gibi bir sezon geçiren Dortmund’un Schalke’yle oynayacağı mücadelede olacak. Ancak “butik futbolseverlerin” kahverengi rüyası St.Pauli, derbi rakibi Hamburg’a misafirliğe gidiyor. Almanya’da müthiş hafta sonu.

Haftanın öne çıkanları hiç kuşku yok ki Ruhr ve Hamburg derbileri. Biri şampiyonluk yarışı için diğeri düşmeme mücadelesi için önem taşıyor. Bayern’in son dönemdeki çıkışı da dikkate değer. Köln’ün Bayern’e karşı özel savunma tedbirleri alması şart. Ligin dibinde ise çok ilginç bir maç var: Mönchengladbach-Stuttgart. Bu maç ilk yarıdaki 7-0’ın rövanşı olacak.

Haftanın Maçı: Dortmund – Schalke

Ruhr derbisine Dortmund “GuRuhrlu” çıkıyor. Nitekim müthiş bir sezon geçiriyorlar. Schalke bu sezon malum, kötü bir sezon geçiriyor ama Dortmund’un evinde iki takımın oynadığı son 11 maçtan sadece birini kazanabildi. Derbi derbidir, sağı solu belli olmaz. Ancak bu sezon Dortmund çok iyi savunma yapan bir ekip görüntüsünde. Sezon başından beri toplam 12 gol yedi ve bu istatistik ilk 20 maça bakıldığında kulüp tarihinin rekoru.

Gece, melek ve bizim çocuklar!

Hamburg – St. Pauli… Bu derbi kenti ikiye ayırıyor ve bu defa kentin asi çocukları “büyük ve mağrur” Hamburg’un evine gidiyor. İlk yarıda Milerntor’da oynanan maç 1-1 sona ermişti. Aslında bu sonuç St. Pauli için oldukça iyi bir neticeydi. Çünkü 1977 yılındaki 2-0’lık galibiyetten beri “Kurukafa”nın yüzü bir türlü gülmedi. St. Pauli bir türlü kazanamıyor. Bu maçın sonucu her ne olursa olsun, asıl kazanan gençler olacak! Maçta oynayacak 22 oyuncunun dokuzu iki takımın altyapılarına yetişti: Hamburg’dan Sowah, Trochowski, Choupo-Moting veTunay Torun, St. Pauli’den Hennings, Takyi, Pliquett, Kalla ve Boll sadaha olacak.

Dibe vurduysan ya da hâlâ düşüyorsan!

Mönchengladbach ve Stuttgart… Almanya futboluna damga vurmuş iki büyük kulüp, bu hafta sonu Bundesliga’nın dibindeki iki takım olarak karşılaşıyor. İkisinin de 16 puanı var. Stuttgart 17.,Mönchengladbach 18. sırada. Eğer böyle devam ederlerse önümüzdeki sezon 2. Bundesliga’nın marka değerini bayağı yükseltecekler. Ligin ilk yarısındaki maçta Stuttgart maçı 7-0 kazanmıştı ki Mönchengladbach’ın “yediği” hanesinde yazan 50 gole Stuttgart nefis bir katkı yaptı. Heyhat puanlar eşit. Çok enteresan bir maç olacak, kıyı köşe maçları sevenler için nefis bir haftasonu eğlencesi.

Bayern işbaşında

Son beş maçta 13 puan toplayarak ismini ve cismini tekrar hatırlatan Bayern Münih, bu hafta deplasmanda düşmeme mücadelesi veren Köln’le oynuyor. Köln bu haftayı da eli boş kapatabilir. Geçen hafta St. Pauli’ye 3-0 yenilmeleri bayağı canlarını sıkmış olmalı. Köln, Bayern’e karşı son galibiyetini 3-1’lik skorla 16 yıl önce kazandı. Bayern’in hücum gücü de Köln için baş belası denecek düzeyde. Mario Gomez ve Thomas Müller’in toplam gol sayısı 22 ve bu sayı Köln’ün bu sezon kaydettiği gol sayısına eşit. Ancak bu maçta iki takımın şansı pek de eşit gibi değil.

Maç Programı:

Cuma: 21.45 Dortmund – Schalke
Cumartesi: 16.30 Köln-Bayern Münih, Hannover – Wolfsburg,
Hoffenheim-Kaiserslautern, Mainz-Werder Bremen, Nürnberg-Leverkusen 19.30 Mönchengladbach – Stuttgart
Pazar: 16.30 Hamburg – St. Pauli 18.30 Freiburg – E. Frankfurt



http://tr.eurosport.com/futbol/bundesliga/2010-2011/derbi-kiyameti_sto2651298/story.shtml

Geri plandaki güzel işler: Orhun Ene


Banvit Basketbol Kulübü'nde, A Takım Başantrenörü Orhun Ene'nin, Türk Milli Takımı Başantrenörlüğü'ne getirilmesinin sevinci yaşanırken; başkan Özkan Kılıç, "Doğru insanlarla çalışmanın gururunu yaşıyoruz" dedi.

Özkan Kılıç açıklamasında; "A Milli Basketbol Takımımız’da gerçekleştirilen yeni yapılanmada Orhun Ene’nin başantrenörlüğe getirilmesi, bizim de geçmiş dönemde A Takımımız’ı Orhun Ene’ye emanet etmemizin ne kadar doğru bir hamle olduğunu tescillemiş oldu. Bu konuda büyük gurur yaşıyoruz. Orhun Ene bundan sonra hem Banvit A Takımı’nı, hem de A Milli Takımı çalıştıracak. Dolayısıyla bu iki görevle birlikte daha çok iş ve sorumluluk almış olacak. Ancak Orhun’un bu görevleri layıkıyla ve başarıyla yürüteceğine olan inancımız tam. Önümüzdeki dönemde A Milli Takımımız'ın daha büyük başarılara ulaşması için elinden geleni yapacaktır. Biz de Orhun Ene ile daha uzun yıllar birlikte çalışmak istiyoruz" dedi.

http://www.ajansspor.com/basketbol/tbl/h/20110204/banvitin_orhun_ene_mutlulugu.html?ref=satb1

Dünyanın en sadık futbolcuları


Bu yazımızda takımlarında uzun süre oynamış ve o takımla özdeşleşmiş oyuncuları inceleyeceğiz.

1-Noel Bailie, Linfield FC: Bu oyuncuyu tanıyan az kişi vardır sanırım. Kuzey İrlanda'da top koşturan oyuncu 39 yaşında ve 24 yılı aşkın bir süredir aynı takımın formasını terletiyor.

2-Rogerio Ceni, Sau Paulo: 21 yıldır Sau Paulo'da forma giyen kaleciyi attığı frikiklerden tanıyoruz. Ceni şu an dünyanın en çok gol atan kalecisi.

3-Ryan Giggs, Man United: Sol diyince, futbolda akla gelen ilk isimlerden. Giggs, 20 yıldır Manu'da.

6- Francesco Totti, Roma: Onu Roma'dan başka bir takımda düşleyen çok oldu...Ama Roma=Totti'dir. Tam 18 yıldır Roma'da.

10-Paul Scholes, Man United: Modern futbol'da ideal orta saha oyuncusu. Onu izlemek hâlâ çok keyifli. 17 yılı devirdi Scholes.

kaynak:http://www.transfermarkt.com.tr/tr/default/treuestespieler/basics.html

Galatasaray tur için avantaj yakaladı: 3-2(VİDEO-ÖZET)


Gaziantepspor, Türkiye Kupası çeyrek final ilk maçında GS'yi 3-2 mağlup etti. Galatasaray yenilmesine rağmen tur için iyi bir skor aldı.

Stadyum: Kamil Ocak
Tarih / Saat: 03.02.2011 / 20.00
Hakemler: Özgür Yankaya, Volkan Narinç, Asım Yusuf Öz Dördüncü hakem: Mesut Çarık
Hava Durumu: Gaziantep’te maç günü parçalı bulutlu bir hava bekleniyor. Sıcaklık en düşük -2, en yüksek ise 7 derece olacak.
Yayın: TRT 1 & TRT 6
İnternet: www.galatasaray.org

Galatasaray
Zapata, Sabri Sarıoğlu, Servet Çetin, Lucas Neill, Hakan Balta, Lorik Cana, Emmanuel Culio, Yekta Kurtuluş (Dk.46 Mustafa Sarp), Kazım Kazım (Dk.69 Milan Baros), Harry Kewell (Dk.64 Aydın Yılmaz), Bogdan Stancu

Yedekler
Aykut Erçetin, Emiliano Insua, Aydın Yılmaz, Mustafa Sarp, Serkan Kurtuluş, Emre Çolak, Milan Baros

Gaziantepspor
Karcemarskas, El Yasa, Yalçın, Dany, Ivan de Souza (Dk.71 Şenol), Murat (Dk.86 Hürriyet), Zurita, Hakan Duyan, Popov, Olcan (Dk.71 Sosa), Wagner

Sarı Kartlar
Dk.13 Murat Ceylan, Dk.40 Wagner, Dk.79 Elyasa, Dk.85 Şenol (Gaziantepspor), Dk.14 Stancu (Galatasaray)

Goller
Dk.17 ve 77 Cenk Tosun, Dk.67 Elyasa (Gaziantepspor), Dk.38 Kazım Kazım, Dk.62 Bogdan Stancu (Galatasaray)

3 Şubat 2011 Perşembe

5iktaş beşledi: 5-0(VİDEO)


Beşiktaş Türkiye Kupası çeyrek final ilk maçında Gaziantep BB'yi 5-0 yenerek turu büyük ölçüde geçmiş oldu. Beşiktaş yarı finale kaldığı takdirde, Gaziantep-Galatasaray eşleşmesinin galibi ile oynayacak.

MAÇIN AYRINTILARI

Stat: Fiyapı İnönü
Hakemler: Deniz Çoban, Erdinç Sezertam, Serkan Akarca, Murat Türker (4.)

Beşiktaş: Hakan Arıkan, İsmail Köybaşı, Manuel Fernandes, Tomas Sivok, Quaresma (Dk.68 Onur), Roberto Hilbert, Bobo, Ekrem Dağ (Dk. Erhan Güven), Necip Uysal, İbrahim Toraman, Fabian Ernst
Yedekler: Rüştü Reçber, Onur Bayramoğlu, İbrahim Üzülmez, Simao Sabrosa, Hugo Almeida, Erhan Güven
Teknik Direktör: Bernd Schuster

Gaziantep Bş. Bld.: Kazım, Ferit, Mehmet Uğur, Ramazan, Ahmet, İbrahim Ferdi (Dk.58 Zafer), Eren, Serdar (Dk.86 Hakan), Mustafa (Dk.76 Buğra), Osman, Onur Kalafat
Yedekler: Onur Bulut, Zafer, Ali, Buğra, Volkan, Abdullah, Hakan
Teknik Direktör: Erol Azgın

Goller: Bobo (Dk.23-50), Fernandes (Dk.31-48), Quaresma (Dk.62)

Sarı Kartlar: Ferdi (Dk.56), Quaresma (Dk.56), Hilbert (Dk.72), Mustafa Marangoz (Dk.72)




2 Şubat 2011 Çarşamba

Fenerbahçelilerden Türk Telekom Arena Reklamı(VİDEO)

Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı sürekli yenmesinden yola çıkılarak kurgulanan reklam çekimi, Galatasaraylıları kızdırabilir...

Genelde en iyi Beşiktaş



''Dünyanın En İyi Futbol Takımları'' değerlendirmesinde, ilk 100 içinde Türk takımlarından sadece Beşiktaş yer alabildi

IFFHS'nin Dünyanın En İyi Futbol Takımları sıralamasında Lig, kupa ve Avrupa'da mücadele eden tek takım olan Beşiktaş, sıralamada 187,5 puanla 26. durumda yer alarak ''en iyi'' konumdaki Türk ekibi olmayı başardı.

Bu sezon istikrarsız performansıyla dikkati çeken, ancak Trabzonspor galibiyetiyle büyük moral bulan Fenerbahçe, lig lideri Trabzonspor, kötü sonuçlar alarak taraftarlarını düş kırıklığına uğratan Galatasaray ve son şampiyon Bursaspor ise ilk 100 takım arasına giremedi.

1 Şubat 2010 ile 31 Ocak 2011 tarihleri arasında kulüplerin yaptığı resmi maçlarda aldığı sonuçlar baz alınarak yapılan değerlendirmede, Fenerbahçe 110,5 puanla 137'nci, Trabzonspor 101 puanla 165'inci, Galatasaray 98 puanla 165'inci, Bursaspor ise 93 puanla 185. sırada yer aldı.

İNTER ZİRVEDEKİ YERİNİ KORUDU
IFFHS Dünyanın En İyi Futbol Takımları sıralamasında İtalya'nın İnter takımı zirvedeki yerini korudu.

Son aylarda zirvedeki yerini koruyan İtalyan temsilcisi 312 puanla ilk sıradaki yerini alırken, ikincilikte 292 puanla İspanyol ekibi Barcelona, 3. sırada ise 278 puanla Alman ekibi Bayern Münih yer aldı.

IFFHS ''Dünyanın En İyi Futbol Takımları'' değerlendirmesinde ilk 10 sırayı oluşturan ekipler ve Türk takımlarının durumu şöyle:

Sıra Kulüp Ülke Puan
1- Inter İtalya 312
2- Barcelona İspanya 292
3- Bayern Münih Almanya 278
4- Real Madrid İspanya 244
5- Liverpool İngiltere 234
6- SC İnternacional Brazilya 231
6- Estudiantes Arjantin 231
8- FC Porto Portekiz 228
9- Manchester United İngiltere 226
9- Atletico Madrid İspanya 226

26. Beşiktaş Türkiye 187,5
137. Fenerbahçe Türkiye 110,5
153. Trabzonspor Türkiye 101
165. Galatasaray Türkiye 98
185. Bursaspor Türkiye 93


http://www.htspor.com/besiktas/haber/597548-kartal-ucusa-gecti

Galatasaray'ın çilesi bitmiyor(VİDEO)

Bursaspor-Galatasaray maçının öncesi ve sonrasını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz...