28 Ocak 2011 Cuma

İnönü Stadı'nın öyküsü


Gelişen futbol endüstrisinin bir gereği olarak yeni ve modern stadyumlara geçmek kaçınılmaz bir zorunluluk. İnönü Stadı da bundan payını almak üzere.

Özellikle futbolda stadyumlar sadece müsabakaların yapıldığı sıradan tesisler olmanın çok ötesinde anlamlar taşır. Takımını bir aile gibi sahiplenen herkesin bir "ev"e ihtiyacı vardır ne de olsa. O evlerde zaferlerin olduğu kadar hüsranların hatıraları da saklanır. Her çivisi, her tuğlası kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras gibi anlam kazanır taraftarın gözünde.

Galatasaray'ın Mecidiyeköy'den Seyrantepe'ye taşınmasının ardından Beşiktaş camiası da yeni bir eve kavuşmak için onay aldı. Evet, yeni evleri eski temellerin üzerinde inşa edilecek, ama tıpkı müsakil evlerin yıkılıp yerine koca koca apartmanların dikilmesi gibi, bu değişim pek çok hatıranın somut nesnelerini tarihe gömecek.

Bu nedenle İnönü Stadı'nın tarihini bir kez daha hatırlatmak istedik.

8 senelik uğraş

İnönü Stadı'nın hayat geçirilmesi için ilk adım projenin hazırlanmasıydı. Bunun için 1939'da İtalya'dan davet edilen ve bu konuda uzmanlığı bulunan dünyaca ünlü stadyum mimarı Paolo Vietti Violi, mimar Fazıl Aysu ve mimar Şinasi Şahingiray'la birlikte stadyum için seçilen Dolmabahçe Sarayı'nın eski hasahırlarının bulunduğu yere uygun bir plan hazırladı.

Stadın temeli 19 Mayıs 1939'da atıldı, ancak kısa bir süre sonra başlayan II. Dünya Savaşı, hemen her konuda olduğu gibi stad inşaatında büyük sıkıntılara yol açtı ve herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.'nın getirdiği sıkıntılar inşaatı engelledi. Savaşın bitiminden 2 sene sonra, 19 Mayıs 1943'te yeniden bir temel atma töreni yapıldı ve hafriyat işine girişildi.

Stad projesinin önündeki en büyük problem arkada bulunan Gazhane tesisleriydi. Mimar Vietti Violi'nin çizdiği planın Gazhane'ya bakan kısmına el sürülemedi. Stadın diğer yerleri plana uygun olarak yapıldı. Ancak stadın Dolmabahçe Sarayı'na bakan yüzündeki büyük demir kapısının iki yanındaki duvara gömülecek tunç rölyefler yapılamadığı gibi, yine bu tribünün sahaya bakan yüzündeki iki küçük kulenin üzerine konulması gereken disk ve cirit atan sporcu heykelleri de yapılıp yerlerine konulamadı. Stadın Gazhane'ye bakan kısmı da yüksek bir taş duvarla kaplandı.

İnönü Stadyumu, 27 Kasım 1947'de Beşiktaş ile İsveç'in AIK Solna takımı arasında oynanan maçla açıldı. Bu stadyumdaki ilk golü de o zamanlar Beşiktaş’ın futbolcusu olan Süleyman Seba attı, ama 3-2 yenilmelerine engel olamadı.

Futbol ve siyaset


Türk Telekom Arena'nın açılışında yaşanan protestolar, futbol ve siyaset konusunu yeniden gündeme getirdi. Siyasetin futbola yönelik müdahelesi ülkemizde bir gelenektir. Bunun en eski örneklerinden biri de İnönü Stadı'nın ismi konusunda yaşandı.

1951'de iktidara gelen Demokrat Parti yönetimi, Milli Şef İsmet İnönü'nün saygınlığını her alanda yok etmek için elinden gelen her çabayı sarf etti. Bu uğurda İnönü Stadyumu ismini 1952'de Mithatpaşa Stadyumu'na çevirdi. 1960 Darbesi'nde bu hususu atlayan askeri yönetimin ayıbını, kenisinden sonraki kuşak 1973'te düzeltti.

Modernizm peşinde

Futbolun endüstriyelleşmesinin en önemli ayaklarından birini stadyumlar oluşturuyor. Bu konuda Avrupa'nın çok gerisinde olan Türk kulüpleri, dernek yapısında olmanın de dezavantajı ile kendi stadlarının sahipleri konumunda olamamışlardı. 2000'lere giderken çare olarak stadların kulüplere kiralanması konuldu ortaya. 1998 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Beşiktaş da böyle bir yol izledi. İki taraf arasında imzalan sözleşme stadyum 49 yıllığına kiralandı ve adı Beşiktaş İnönü Stadı olarak değiştirildi. İnönü Stadyumu ile ilgili tasarruflarda bulunmaya sadece Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin yetkili olduğu hukuken tescil edilmiş oldu

Yenileme çalışmaları

İnönü Stadı ilk inşa edildiği yıllarda günlük ihtiyaca göre düzenlenmiş, çok sayıda seyirci alacak kapasiteli tribünler yerine yapıda estetik görüntüye daha fazla ağırlık verilmişti.

İstanbul'un artan nüfusuyla orantılı olarak futbol seyircisi de bir çığ gibi büyüdükçe stad ihtiyaca cevap veremez oldu. 1947'de açıldığında 16,000 kişilik olan stadın kapasitesi 1950'li yıllarda, ilk olarak numaralı tribünün sol tarafına düşen bölüme 5 bin kişilik eklenti yapıldı. Bir süre sonra gazhanenin kaldırılmasıyla meydana çıkan arsaya 15 bin kişilik kale arkası tribünün yapılmasıyla stad ayakta 40 bin seyirci alacak duruma geldi. Stad uzun süre bu haliyle hizmet vermeyi sürdürdü.

2003-04 sezonunun tamamlanmasının ardından hemen başlayan çalışmalarla İnönü Stadı, yeni bir görünüm kazandı. Zemin indirme projesiyle, tribünler ile saha arasında artık sadece 4 metre uzaklık var. Bu sayede yüzde 50 artışla, toplam koltuk kapasitesi 21,500'den 32,145’e ulaştı.

Kapalı Tribünün'de bulunan basın tribünü, taraftarlardan gelen istek üzerine Numaralı Tribün kısmına alındı. Kapalı Trübünün orta bölümündeki localar, tribünlerle saha arasında bulunan tel örgüler kaldırıldı. Stadın giriş ve çıkışlarını rahatlatmak için kapı sayısı da yüzde 100 artırılarak, 36’dan 72’ye çıkartıldı. BJK TV için stat içerisinde bir bölüm yapıldı. Ayrıca, tuvalet ve büfelere yenisi eklenerek, bakımları tamamlandı.

http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/01/28/2327147/in%C3%B6n%C3%BC-stad%C4%B1nda-koca-bir-tarih

Hiç yorum yok: